Musa'nın Uykusu

Tuğba Doğan
"Oysa ben kelimeleri azami derecede ölçülü kullanmaya inanmaktan geliyordum."
"Çünkü ben saygı duymadığım şeyleri sevmem."
Reklam
çünkü musa başından beri ayrılmayı bilmiyordu. yaşamak için ayrılmak gerektiğini bilmiyordu. dünyaya geliş hikâyesinde bütün hayat hikâyesinin kalbi saklıdır, kaderinin şifresi bu ilk sahnede, gecikmeli gerçekleşen doğumunda gizlidir. nasıl annesinin karnından vakti geldiğinde ayrılamadıysa daha sonra da hiçbir yerden hiçbir şeyden zamanında ayrılmasını bilmeyecekti.
"Ben kelimelerin gücüne inanıyordum o ise kendi güçsüzlüğünü gizlemek için kelimelere sığınıyor ve onları güçsüzleştiriyordu."
"Kendi içinin uçurumuna bakmamak için hep başkalarından bahsedenlerdendi o."
....;onun varoluşu kimsenin üzerinde şiddet uygulamaz; kişiliğinin hayranlık uyandıran heybeti buradan gelir.
Reklam
Aile kıvkıvlı bir kurumdur ve en önemli işlevi çocuklarının ruhuna suçluluk duygusu ekmektir. Hain evlat da hayırlı evlat da ruhunda aynı tohumu büyütür.
Birbirinin zıddı gibi görünen iki niyet nihayetinde aynı yere varabiliyor, insan ruhunun aynı karanlığını seslendirebiliyor. Biri çok doğrudan ve kaba olduğu için kötücül, öbürü daha çalışılmış ve akil olduğu için iyicil görünebiliyordu.
Saygı, birtakım insan ilişkilerinde korkuyla hasedin oldukça enteresan bir alaşımıdır.
Nurhan hep alacaklı olanlardandı. Ne yapılırsa yapılsın, ne verilirse verilsin kapatılamayan bir borç yükü altında eziyordu bütün dünyayı.
Reklam
Hayatta kalmanın koşulu doğru zamanda ayrılmasını bilmektir.
"Sen tam teşekküllü bir hayat acemisisin" dedi. Hayatın ustası olunabilir mi ki?
Sayfa 108Kitabı okudu
Yaşamak için ayrılmak gerektiğini bilmiyordu.
Vücudumuzun dörtte üçü sudur. En katı yerimiz kalbimizdir.
Ev bir değirmendir; ruhlarımızı doğumdan ölüme öğütür.
Resim