İnciller de (Kur’ân gibi), Hz. İsâ’nın biyolojik menşei hakkında, bize aynı bilgileri verirler. Hz. İsâ’nın ana rahmindeki gelişmesi, bütün insanlıkta müşterek olan kanunların dışında cereyan etmiştir. Anasının yumurtalığının meydana getirdiği yumurta, önce bir embriyon, daha sonra da canlı bir bebek teşkil etmek için, babasından gelmesi gereken bir sperma ile karşılaşmak ihtiyacını duymamıştır. Herhangi bir dölleyici eril unsurun müdahalesi olmaksızın normal bir ferdin doğuşuyla sonuçlanan hâdiseye parthénogenèse deniliyor. Hayvanlar âleminde parthénogenèse bazı şartlarda müşahede edilebilir. Bu, bazı böceklerde, omurgasızlarda ve çok istisnaî olarak da bazı kuş türlerinde rastlanan bir durumdur. Bazı memelilerde, meselâ dişi tavşanlarda, deney yoluyla, bir spermanın müdahalesi olmaksızın, son derece basit durumdaki yumurtacığın bir embriyon halindeki gelişmesinin başlangıç durumuna ulaşılmıştır; fakat daha öteye gitmek mümkün olmamıştır. Onlarda deney yoluyla olsun, tabiî yolla olsun, tamamlanmış parthéno genèse’in hiçbir örneği bilinmemektedir. Hz. İsâ’nın durumu da bunlardan biridir. Meryem, bakire anne idi. Bakireliğini de korumuştur. İsâ’dan başka çocuğu olmamıştır. Hz. İsâ biyolojik bir istisnadır .