En Yeni Müslüman Kalarak Avrupalı Olmak Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Müslüman Kalarak Avrupalı Olmak sözleri ve alıntılarını, en yeni Müslüman Kalarak Avrupalı Olmak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.hareket ve irade ve isyan kavramlarının karşısında konformizm vardır yani; insanın kendi hislerine, ihtiraslarına , başkalarının tercihlerine dayatmalarına ailenin, cemaatin, toplumun devletin kabullerine boyun eğmesi, itaat edip bağlanması, onlara ve zamana uyum sağlaması benimsemesi bulunmaktadır ki bunların üzerinden tanımlanan 'iyi insan', 'iyi vatandaş' çevreleri ancak gayri ahlaki bir duruma işaret edebilir.
Avrupalılar bizden, yani sekiz on asır evvelki ecdadımızdan ve daha doğrusu dindaşlarımızdan çok şeyler aldılar, lâkin bugün ellerinde bulunan şeylerin hiçbiri ecdâdımızdan alınmış değildir. Avrupa, âlem-i İslâmdan bir medeniyet tohumu aldı, o tohumu ekti, tohumun ise semere vermek için toprağın içinde çürümesi tabiîdir, o tohum çürüdü, verdiği mahsul dahi defaatle tecdid olunarak cinsi bile değişmiştir. Avrupa'nın ulema-yı İslâmdan aldığı malumat o vakte göre pekçok idi. Şimdiki hale göre hiçtir. O vakit bulunduğu zulmet-i cehlden çıkmak için bizden bir kandil aldı, o kandilin ışığıyla aydınlık mahalle vâsıl olunca o kandile lüzumu kalmadı, elinden attı, biz bununla iftihar edebilir miyiz? Bunda bizim için iftihar olunacak bir şey yoktur, bundan utanmamız iktizâ eder. Çünkü biz o kandili elimizden düşürüp söndürdükten sonra gözümüzün önünde tulû' edip parlamakta olan bu medeniyet güneşinden dahi istifade etmek istemiyoruz. Kimimiz, "o güneş değildir, bir sihirdir" ve kimimiz, "o bizim sönen kandilin taklididir" diyerek gözlerimizi kapayıp karanlıkta kalmağı ihtiyar ediyoruz!
Sayfa 265 - Şemseddin Sami
"Devlet-i Aliyye dört esas üzre müesses olup bunlar ile her nasıl istenilir ise idaresi ve ilerlemesi kâbil olur ve bunlardan her kangısı nâkıs olur ise idare kâbil olmaz. Dört esas budur: Millet-i İslâmiye, devlet-i Türkiye, selâtîn-i Osmaniye, payitaht-ı İstanbul".
Sayfa 201 - Cevdet Paşa
Maverdî, Cüveynî, Gazalî, İbn Haldun gibi büyük ve etkili müellifler, erken İslâm tecrübesindeki hilafetle ilgili şartları ciddi olarak hesaba katmakla beraber giderek daha fazla adalet ve istikrarı sağlayacak, Müslümanların haklarını koruyacak, mukaddes beldeleri ve İslâmın sembollerini (şe'âir-i İslâmı) muhafaza edecek siyasî güç ve iktidar şartına ağırlık veriyorlardı.
Sayfa 195
Sıfat-ı ruhaniyeti haiz olan bir papa [ve]ya bir patrik dünya ile iştigal etmez demek değildir. Onlarda öyle servetliler vardır ki cismanîlerde bile yoktur.
kavramların kökenini bilmek önemli
Fransızcada "autoriser" fiili, tahakküm etmek, hürriyetleri sınırlandırmak gibi bugünkü ilk çağrışımlarının aksine “müsaade etmek, izin vermek, cevaz göstermek, salahiyet vermek" yani yol açmak ve "hürriyet”leri genişletmek mânalarına geliyor. Türkçede nikâh akdi belgesi mânasına kullandığımız izinnamenin Fransızca karşılığı autorisation de mariage olduğu gibi müderrislik icazetnamesi için de autorisation d'enseigner kullanılmaktadır.
Fakat "kim müsaade edecek?" yahut "hangi hak ve yetkilere sahip kişi ve makam izin ve salahiyet verecek?", nihayet "otorite kim?" Eşitlik edebiyatının, "herkesleşme”nin ortalığı kapladığı bir vasatta meselenin bir tarafı da bu soruların kendi konteksi ve ağırlığıyla sorulması ve tenkit yahut yeniden inşa mesuliyeti unutulmadan cevaplandırılmasıyla alakalıdır.
Sayfa 85 - dini konularda herkes eşit diyerek ulemanın bilgi otoritesini küçümsemek ne kadar sağlıklı olur? Herkes eşit ve dinde ruhbanlık yoktur söylemi üzerine birkaç not