Mezhep, taklit, tarikat, tevhit ve bid'at kavramlarının yerine oturulması halinde, Müslüman toplumlarda görülen ihtilaf ve dağınıklığın büyük çapta hallolacağına inanmaktayız. Mezhepler, İslam'ın eşsiz kültür mirasıdır. Ulemanın bize bırakmış olduğu bu mirasa sahip çıkmak, ondan yararlanmak, ulemayı rahmetle anmak, İslam'ın bize öğrettiği terbiye gereğidir. Mezhep anlayışı, hayatımızda atılması mümkün olmayacak derecede kökleşmiştir. Mezheplerden egreği gibi yararlanabilmek için, kavramların yerine oturtulması ve mezheplerin ilk asırlardaki konumunun bilinmesi gerekir.
Bu çalışmada, Müslümanlar mezheplerini terk etmeye veya onlarla mücadele etmeye devam edilmemiştir.
Selefimizin muazzam fıkıh ve kültür mirasına karşı çıkmaktan Allah'a sığınırız.
Müslümanların hüsü zannını akzanmış selef ulemasını karartmaya çalışmak veya onları küçümsemek, isabetli ve basit bir girişim değildir. Çeşitli dönemlerde yapılan benzer girişimler neticesiz kalkmıştır.
Gayemiz, Müslümanların saflarını dağıtan, birlikteliklerini bozan, güçlerini yok eden taassup ve kör taklit yangınına bir yudum su ile de olsa söndürmeye çalışmaktır.
