Resulullah (selamın en güzeli ona olsun) buyurdu ki; " Muhakkak Allahû Teâlâ dünyayı sevdiğine de sevmediğine de verir. İmânı ise ancak sevdiğine verir.
"
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur.
Allah’ın emir ve yasaklarını gözet, O’nu önünde bulursun.
Bolluk içindeyken (emirlerine bağlı kalmakla) sen Allah’ı tanı ki O da darlığa düşünce (kurtarmak suretiyle) seni tanısın.
Bil ki senin hakkında yazılmamamış olan şey başına gelmez. Sana takdir edilen de seni atlayıp (başkalarına) gitmez.
Bil ki Zafer sabırla, sevinç üzüntüyle, kolaylık da zorlukla birliktedir.
Resûlullah buyurdu ki ;
Münafıka en ağır gelen namaz; yatsı ve sabah namazlarıdır. Eğer bilseydi o iki namazda ne var? Sürünerek dahi olsa onun ikisine gelirdi."
Ukbe bin Âmir, "Ey Allah'ın Rasûlü! Bana hayır işleri öğretir misin?'' dediğinde; Rasulullah (sav) cevaben, kılıcına da yazdırdığı şu ifadelerle istenilen öğüdü vermiştir: "Sana gelmeyene git, vermeyene ver, zulmedeni affet."
✍Allah ondan razı olsun sahabeden Abdullah bin Mes'ud şöyle der:
"Kim bir yol tutacaksa ölmüş olanların yolunu tutsun. Çünkü dirilerin fitneye düşmeyeceğine güvenilmez. Ölmüş olanlar dediklerim, Allah'ın salat ve selamı üzerine olsun Muhammed'in ashabıdır. Bu ümmetin en temiz, en itaatkâr kalpli, ilmi en derin, en az tekellüflü olan kişileridir. Onlar Allah'ın Resûlune sahâbi olsunlar, dini ikâme etsinler diye seçtiği bir toplumdur. Binâenaleyh onların hakkını itiraf ediniz, onların hidayet yoluna sıkı sarılınız. Çünkü onlar dosdoğru bir yol üzere idiler." [
Müsned, 3/134]
●Yine başka bir rivayette Abdullah bin Mes'ud şöyle dedi:
"Sizden biriniz, dininde bir kimseyi taklit etmesin! Zira o iman etmişse iman etmiş, küfretmişse küfretmiş olur. İlle de birine uyacaksanız ölmüş olan sahabelere uyunuz! Zira hayatta olanın fitneye düşmesinden emin olunamaz!" [