Ülkeye Adanmış Bir Yaşam

Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı

Metin Aydoğan

Quotes

See All
Türkiye'de ders veren Prof. Fritz Neumark şunları söylemiştir: "Türkler pek farkında değil ama, Avrupalılar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz."
Sayfa 16 - umay yayınları
Yaşam en iyi öğretmendir ve gizlenmiş gerçekler, göremeyenlerin önüne çıkmakta gecikmez. Düşünerek öğrenmeyenler, yaşayarak öğrenirler.
Sayfa 9 - Umay Yayınları
Reklam
Mustafa Kemal bölgeden göçü ve yabancıya toprak satışını yasaklıyor.
Tanzimatçı Sadrazamlardan Ali Paşa, 1869'da, "kapılarımızı açmalı ve Türkiye'ye seçme yabancı göçmen getirmeliyiz. Bunlardan bir tehlike gelmez, reform ve gelişmeye kavuşmamıza yardım ederler" diyordu. Oysa Mustafa Kemal, 1920 başlarında, olanaksızlıklar içinde Maraş ve Antep direnişlerini örgütlemeğe çalışırken, Türk halkından sürekli olarak, yabancılara toprak satmamalarını istiyordu. İngiliz ve Fransızlar, Halep ve Suriye'deki Ermenileri, toprak satın alarak bölgeye yerleştirmeye ve kuracakları Ermeni devletinin mülkiyet temelini oluşturmaya çalışıyordu. Bu girişime önlem olmak üzere gönderdiği telgrafta şunları söyler: "Bölgeden göç etmek yasaktır. Arazi ve emlak, ancak Türkler'e satılacaktır. Yabancılarla Hıristiyanların arazi sahibi olmalarına meydan verilmeyecektir. Türk olmayanlara karşı sıkı bir boykot uygulanacak, alışveriş yalnızca Türkler arasında yapılacaktır."
Sayfa 213Kitabı okudu
Bir değerin nasıl kazanıldığını bilmeyen, onu koruyamaz. Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda, nasıl ve kimlere karşı ka­zanıldığını, ne bedel ödendiğini, ulusu ayakta tutan kalkınmanın nasıl sağlandığını bilmeden, Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tut­mak olanaklı değildir. Yapılanlar çabuk unutuldu ya da unuttu­ruldu. Unuttukça da geriye gidildi. Ve bugün, içinde sıkışıp kal­dığımız sorunlarla dolu koşullara gelindi. Bu koşullar, nitelik olarak, Osmanlının 20. yüzyıl başında yaşadığı koşullardır. Bunu ar­tık herkes görmelidir. Atatürk'ü güncel kılan da budur ve doğal­dır ki, emperyalist boyunduruktan kesin olarak kurtulana dek, bu güncellik sürecektir. Her kesimden yurtsever, bu nedenle A­tatürk'e yöneliyor; Kuvayı Milliye ruhu bu nedenle yayılıyor, Müdafaa-i Hukukçular bu nedenle yeniden ortaya çıkıyor.
12 Eylül 1983 günü Viyana'da sıradışı bir hareketlilik, davranışlara yansıyan toplumsal bir coşku ve sevinç vardı. Avusturya'dan ve Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen inanmış Hıristiyanlar, özel indirimli turlardan yararlanan gezginciler, politikacılar, yerel yöneticiler, öğretmenler ve öğrenciler Viyana sokaklarını doldurmuşlar ve karnaval havasıyla bir şeyleri kutluyorlardı. Sokak konserleri, kukla ve film gösterileri, konferanslar, açık oturumlar birbirini izliyor, müzelere akın akın insan geliyordu. Büyük Müze'nin en çok gezilen yeri, Viyana'yı kuşatan Osmanlı sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın kişisel eşyaları ve otağının bulunduğu bölümdü. Avusturyalılar, ülke dışından gelen Hıristiyan konukları ile birlikte, "tarifsiz kötülüklerin simgesi Türklerden" kurtuluşlarının yıldönümünü kutluyorlardı. 12 Eylül 1983 Viyana Kuşatması'nın üç yüzüncü yılıydı.
Sayfa 13 - Umay Yayınları
Mustafa Kemal ve şans
Liman von Sanders, başarılı her komutanın gereksinim duyduğu en temel niteliğin "şans ve yine şans" olduğunu, bunun da Mustafa Kemal'de fazlasıyla bulunduğunu söyler. Mustafa Kemal'in şanslı olduğunu söylemek, yeterli bir açıklama değildir. Çünkü, yoğun ve kararlı çalışmasıyla, 'şansını' kendisi yaratmış ve yarattığı
Sayfa 105 - "Atatürk'ün İstanbul'daki Çalışmaları" S. Borak, Kaynak Yay., 2. Bas., İst.-1996, sf. 225Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.