Mustafa Kemal'in Ankarası

Nezihe Araz

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Laiklik ilkesi ki, bu ülkeyi çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarmada ve tutmada en doğru ve güçlü motor motrislerden biridir.. Bile bile, "laiklik dinsizliktir" diye yanlış yorumlar yapılarak, ortalık karıştırılıyor. Ve bunlar ülkenin her yerinde kol geziyor, Kuralsızlık, yasa tanımazlık adeta kahramanlık gibi karşılanıyor.
Sayfa 49 - motris: birkaç arabalı bir katarda elektrik motoru ya da patlamalı motorla çalışan ve katardaki arabaları çeken taşıt.Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in Ankara'sında beni çok ilgilendiren, en çok heyecanlandıran olay, herhalde o mutlu iğde ağacının başından geçenlerle ilgili olanıdır. Bozkırın, acı bir unutulmuşluk uykusundan Mustafa Kemal tarafından uyandırıldığı o günlerde, Çankaya'dan Meclis'e giden yol üstünde olacak, güzel bir iğde ağacı varmış. Tek bir ağaç. Ve Mustafa Kemal, ne zaman o ağacın önünden geçiyorsa, arabada ne karlar önemli bir mesele konuşuluyorsa konuşulsun, yanındakinin, ya da kendisinin, sözünü kesiyor. Artık öğrendiği için, şoför de arabayı o sırada yavaşlatıyor ve Mustafa Kemal, yanındakine gösteriyor: "Bak! Bu benim iğde ağacım"! Soylu, yapmacıksız, içten bir sevgidir bu. Mustafa Kemal yalnız o iğde ağacının sevmiyordu elbette. O bir doğa sevdalısıydı ve çorak Ankara onu elbette üzüyordu. Yeni Ankara'yı ağaçlı, yeşil bir şehir haline getirmek onun tutkusuydu.
Reklam
Ayrıca Kont Chambrun'un da şöyle önemli bir tespiti var: "Mustafa Kemal, Selanik civarında İskender'in doğduğu yere yakın bir mahalde dünyaya gelmiştir. Bir gün onunla konuşurken bu tesadüfe işaret ettim. O, "Mukayese burada sona erer." dedi Mustafa Kemal ve devam etti heyecanla: "İskender dünyayı fethetti. Ben böyle bir şey yapmadım dedi. "İskender dünyayı istila edeyim derken, kendi vatanını unutmuştu. Ben hiçbir zaman kendi vatanımı unutmayacağım."
Ve insanların, siyasetten başka heyecanlanacağı, seveceği, uğraşacağı çok şey vardı Ankara' da. Dürüstlük vardı, çağdaşlık vardı, sanat vardı. Bildiğiniz gibi yaşayamazdınız. Çünkü bir üslup vardı, bir zarif yaşam biçimi vardı. Ben bunları yaşayan bir evde büyüdüm. Cumhuriyet zarafetiydi bu. Ve... Günümüzün diliyle söyleyelim: bu üslubun dizaynını, tıpkı Ankara'nınki gibi, Atatürk yapmıştı.
"Memleketimizde cahil varsa umumidir, yalnız kadınlarımıza değil, erkeklerimize de şamildir. Binaenaleyh, kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok münevver (aydın) daha çok feyizli (olgun) daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar."
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.