Almanya, Avusturya ve Osmanlı Devletleri 1918 yılında silah bırakmış, İtilaf devletlerine teslim olmuştur. Almanya ve Avusturya kaderine boyun eğip kendilerine dayatılan ağır şartları kabul etmişken, Anadolu'daki insanlar işgali reddederler. Emsali görülmemiş bu direniş kısa sürede Avrupa'da ses getirir, Versay Antlaşması altında ezilen Almanya'da büyük yankı uyandırır. Kendi ülkesinde göremediği direniş azmini Türklerde gören Hans Tröbst binbir meşakkatle Anadolu'ya gelir ve İstiklal Harbi'ne katılır.
Diplomatik sebeplerle ön cephede savaşmasına izin verilmeyen Tröbst, mücadele yılları boyunca hemen cephe gerisinde Türk askerleri ile görev alır. O dönemdeki halkın günlük yaşamına dair pek çok bilgiye vakıf olur. Bazı ezber bozucu ayrıntıları hatıratında paylaşır. Çok istediği hâlde düşmanla çarpışamayan Tröbst'ü Türklerin savaşı kazanması teselli eder.
Dönemin Türk askerlerine ve sivillerine "yabancı" gözüyle bakma imkânı veren bu eseri herkese tavsiye ederim. Bağımsızlık mücadelemize en gelişmiş ulusların bile imrenmesi büyük bir övünç kaynağı oldu benim için.