Çok sıcakmış hava.
Ama hep sıcakmış zaten.
Dünya'nın o bölgesinde, zaten sıcak olan bir denizin ortasında soğuk olması zaten beklenmezmiş.
Mustafa Nusa’nın yaşadığı yerde toprağın sahibi ve o toprağın üstündeki harnup ağacının sahibi ayrı kişiler olurmuş.
Eğer bir tarlanız varsa ve o tarlanın içinde bir harnup ağacınız varsa; o kendinize ait koca tarlanın ta ortasındaki o iri, o devasa harnup ağacının harnuplarını, keçiboynuzlarını toplayamazmışsınız.
Çünkü toprağın sahibi olmak, toprağın üzerinde yetişen harnup ağacının sahibi olmak anlamına gelmezmiş o coğrafyada. bunun dışında her şey bildiğimiz gibiymiş aslında. çok üzüm olurmuş, iyi üzüm olurmuş ama o üzümden şarap olmazmış! o kadar şekerliymiş ki üzüm ancak konyağa dururmuş! o kadar şekerliymiş ki üzüm; kazayla yerseniz, kontrolsüzce, bir ay damağınızdan gitmezmiş şekerin yanığı.
Evet, aslında her şey biraz da kontrolsüzce olduğunda hep bir iz bırakır insanın damağında.
Ama hep sıcakmış zaten.
Dünyanın o bölgesinde, zaten sıcak olan bir denizin ortasında soğuk olması zaten beklenmezmiş. Mustafa Musa’nın yaşadığı yerde toprağın sahibi ve o toprağın üstündeki harnup ağacının sahibi ayrı kişiler olurmuş.
Eğer bir tarlanız varsa ve o tarlanın içinde bir harnup ağacınız varsa; o kendinize ait koca tarlanın ta ortasındaki o iri,
o devasa harnup ağacının harnuplarını, keçiboynuzlarını toplayamazmışsınız.
Çünkü toprağın sahibi olmak, toprağın üzerinde yetişen harnup ağacının sahibi olmak anlamına gelmezmiş o coğrafyada.
Bunun dışında her şey bildiğimiz gibiymiş aslında.
Çok üzüm olurmuş, iyi üzüm olurmuş ama o üzümden şarap olmazmış!
O kadar şekerliymiş ki üzüm ancak konyağa dururmuş!
O kadar şekerliymiş ki üzüm; kazayla yerseniz, kontrolsüzce, bir ay damağınızdan gitmezmiş şekerin yanığı.
Evet, aslında her şey biraz da kontrolsüzce olduğunda hep bir iz bırakır insanın damağında.