Müstesna Şair Mehmed Akif

Baytarlık, hocalık, pehlivanlık yanında Akif, Milli Mücadele'de tıpkı bir nefer gibi kahramanlık göstermiştir. Balkan Harbi'nden (1912) itibaren bütün Birinci Cihan Harbi ve İstiklal Harbi müddetince, şehir şehir dolaşarak, halkı irşada çalışmıştır.

Sayfa 19 - Okur KitaplığıKitabı okudu

Gülnihal Avcı

Arıyorum ama bulamıyorum!

Arkadaşlarının şahadetiyle biliyoruz ki o, yalnız bir adamdı. Müslüman bir mütefekkir, bir şair, Müslüman memleketinde nasıl yalnız kalabilir; niçin yalnız yaşar acaba? Bu sualin cevabını herkes kendince aramalıdır.

Sayfa 22 - Okur KitaplığıKitabı okudu

Reklam

Gülnihal Avcı

O, Mehmed Akif olduğunu bilmeyecek kadar sade bir adamdı...

Mithat Cemal şöyle aktarıyor: O, caddelerden tenhaya kaçan bir adamdı. Adeta utangaç bir çocuğun sessiz kabadayılığı vardı üzerinde. Sahnesiz bir adamdı. Hiçbir şeyi sergilemez, ancak olması gerekeni yaşardı. Kimsenin hususiyetini konuşmazdı. Düşmanının bile varsa değerine "var" derdi. Karşısındakinin söylediğini asla dinler gibi görünmez, sahiden dinlerdi. Hilekâr bir yüzü yoktu...

Sayfa 28 - Okur KitaplığıKitabı okudu

Gülnihal Avcı

Tavanları secdeyle kubbeleşen, duvarları Kur'an ile çınlayan odalarda büyümüştür o.

Sayfa 31 - Okur KitaplığıKitabı okudu

Gülnihal Avcı

"Akif terennümün değil çığlığın virtüözüdür."

Sayfa 34 - Okur KitaplığıKitabı okudu

Gülnihal Avcı

İnsanoğlunun en büyük, en aziz, en kendine mahsus vazifesi düşünmesidir. Öyle ise düşünmeden muhakeme edenler, mahkûm edenler artık biraz düşünmeliler diye düşünüyorum.

Sayfa 38 - Okur KitaplığıKitabı okudu