You can find Featured Müteahhit books, featured Müteahhit quotes and quotes, featured Müteahhit authors, featured Müteahhit reviews and reviews on 1000Kitap.
Şu televizyona ayırdığımız zamanı Allah yolunda tebliğ için kullansak iyi olmaz mı? Televiyon, bizi iyiliklerimizden uzaklaştırıyor; bizim çevremizde bağımızı koparıyor. Bizi evin içine hapsediyor.
Televizyon, modern çağın bir silahıdır. Bu silahı ellerinde bulunduranlar, evlerimizin içine bir pencere açmışlar. Dünyayı yalnız o pencereden görmemiz için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu bir tür, beynimizi tutsak almadır. Ne yazık ki birçoğumuz, bu tutsaklığa razı olmuşuz. Dünyaya yalnız televizyon sahiplerinin dilediği bakış açısıyla bakıyoruz. Gerçekleri onların dilediği kadar görüyoruz. Bu yüzden sağlıklı kararlar alamıyoruz. Onların propagandalarıyla Müslümanlardan soğuyor, kâfirlere özeniyoruz. Çocuklarımızın zihnine sembolller yerleştiriyorlar. Çocuklarımız, bizim kahramanlarımızdan nefret ediyor. Onların kahramanlarına özeniyor. Onların hayal ettiği bir dünyayı düşlüyor. Onların ürettiği malların bir tüketicisi oluyoruz.
Bu gidişe dur diyecek yürekli, özverili insanlara ihtiyaç var. Kurtuluşa erecek olanlar, bu yürekli insanlardır.
BİZ, NEDEN O YÜREKLİLERDEN OLMAYALIM??
-Ahmet, dedi İç sesi. Temel ustanın sen hastayken getirdiği kitabı hatırla! Ahilerin, çalışma ortamını düşün: Sağlı sollu, sıra sıra dükkânlardan oluşan sokaklar... Her bir sokakta ayrı bir iş kolu... Birinde bakırcılar... Çekiçler Allah, Allah, Allah diyerek bakıra değiyor. Bakır, ahinin içindeki iman, sevgi ve huzurun bu sesle birleşmesiyle şekil alıyor. Birinde terziler... Yunus Emre'den bir ilâhi eşliğinde iğneler kumaşa batıyor. "Lailaheillallah" sesleri elbisenin her çiçeğine siniyor. Birinde ayakkabıcılar... Yaşlı bir ayakkabıcı, hem kıssa anlatıyor hem çalışıyor. O "Yusuf (as)" dedikçe yüzlerdeki nur birkaç kat artıyor. Birinde kilimciler... Bir dükkanda bir kilim ustası çalışıyor, onu ziyarete gelen bir dostu ney üflüyor, ney sesi, sokağı baştan başa dolduruyor. Ayaklar, eller tezgâhlarda... Nakışlar, gittikçe daha güzelleşiyor, renkler her an biraz daha birbirine sarılıyor, birbirine uyum sağlıyor. Daha ötesinde sepetçiler... Yaşlı sepet ustası çitini her aralıktan geçirirken bir salâvat getiriyor. Sepet, salâvatlar eşliğinde şekil alıyor. Evlere bereket getirmesi dileğiyle bir kenara bırakılıyor...
Ahmet'in iç dünyasındaki sesler bir çatışmadaydı:
-Ahmet, dedi Birinci İç sesi. O küçücük çiçek de şu kocaman dağ da birer ayettir, birer uyarıcıdır. Biliyorum, insanlar nasıl oluyor da şu dağı görüp onun yüce yaratıcısını aramıyorlar diye düşünüyorsun. Haksızsın, çünkü doğa dilsiz bir uyarıcıdır; oysa Allah'ın yasasında en güçlü uyarıcı dildir. Allah insanları, peygamberlerin ve salih insanların diliyle uyarmıştır.
Tebliğin ilk emredildiği ayetleri Hatırla:
"Ey örtüsüne bürünen, kalk ve uyar!" { Müddessir 1-2 }.
Doğa tek başına yeterli bir uyarıcı olsaydı, Hz. Peygamber'in kimseyi uyarmasına gerek kalmazdı.