İnanç ve Umut. Bizlerin asla vazgeçmediği, en önemli bağlılıklarımızdır. İnanç tanımını ‘DİN’ üzerinden yapmadım ama o da dahil. Bizlerin belli bir bağımlılıktan kurtulmaları oldukça zor ve tüm bağlılıklarından kurtulan insanlar genelde tek bir şeyi yapıyor: İntihar. Yani bakıyorum da lafta sözde ölsem diyenlerle gerçekten bunu yapmaya cesaret edenler arasında dağlar var. Hoş değil evet ama işte insanın tutunacağı bir dal kalmayınca demek ki böyle yapıyorlar. Ben her zaman buna büyük cesaret isteyen bir iş gözüyle bakmışımdır.
Balthazar Cleas’ı örnek olarak ele alalım. Adamın tek amacı mutlak olana mutlaka ulaşmak. Akabinde gelecek şöhret, para ve türlü rüyalar, tatlı hayaller... Muhteşem bir hayatın türlü tutkular ile mahvolmasına canlı canlı şahit oluyoruz adeta. Eşinin de kaybıyla durum iyice kötüleşiyor. Kendisine hak verdiğim yerler oldu vermediğimde ama para kazanmanın yalnızca bir bağımlılık değil aynı zamanda zorunluluk olarak sunulması önemliydi. Böylelikle bir yanlış algıdan kurtulmuş olduk. Para olmadan kimseye sakız bile vermedikleri gibi parayı düşünüyorsan hemen kötülüyor seni diğer parayı önemseyenler.
Derin duyguları gizli tutmak zordur diyor Balzac. Evet büyük usta, imkansızdır ama bu derin duygular sana faydalı oldukça güzel. Zarar görmeye devam ettiğin halde bu derin duygu ve tutkuları bırakamıyorsan o zaman sıkıntı var demektir. Hem de epey büyük sıkıntı. Kimi zaman duygusal kimi zaman, aslında maddi ve manevi olarak ayırabiliriz bunları ve böyle bitirebiliriz.
İyi okumalar dilerim dostlar..