Bir ortaçağ köyündeki kış mevsiminin tekdüzeliğini gözünüzün önüne getirin. Halktan kimseler okuyup yazmasını bilmiyordur; aydınlanma mum ya da kandil ile yapılmaktadır; fazla soğuk olmayan odayı ocağın dumanları doldurmuştur. Yollar tümüyle kapanmış olduğundan, köyün dışından bir insan görmek hemen hemen olanaksızdır. Büyücü yakalamak için yaplan baskınların bir nedeni de can sıkıntısı olsa gerektir; böylece kış geceleri biraz olsun canlandırılmaya çalışılmıştır.
“Karakterleri kişiye özgü bir şekilde gelişmiş olan bireylerden oluşan bir toplulukta, farklılıklar korunmuş olur, böylece her karşılaştığımız, daha önce gördüklerimize benzemeyeceğinden, yeni kimselerle karşılaşmak bir değer taşır. “
"Ahlak ve sağgörü adına
tedbirli olmak istenir, bunun sonucu olarak da
sevgide cömertlik ve ataklık hoş görülmez.Bu
ise insanlığa karşı çekingenlik ve öfkeyi
doğurur, çünkü böylece birçok insan yaşamları
boyunca gerçek temel gereksinimlerinden ve onda dokuzu da dünyaya karşı mutlu ve
coşkunca davranışın vazgeçilmez koşullarından
yoksun
edilmiş
olur".
Bir insan ne kadar çok şeye ilgi duyarsa, o kadar çok mutlu olma olanağına kavuşur ve o derece az kaderin insafına bağlı olur, çünkü bu ilgilerden birini yitirecek olsa, bir diğerine yönelebilir.