“Gittiğim yer Mısır değil,” dedi kırlangıç. “Ölümün evine gidiyorum. Ölüm, uykunun kardeşidir, öyle değil mi?”
Sonra Mutlu Prens’i dudaklarından öptü ve ayaklarının dibine düştüm öldü.
O anda heykelin içinden garip bir çıtırdı geldi, sanki bir şey kırılmıştı. İşin gerçeği şu ki kurşun kalp çat diye ortadan ikiye ayrılmıştı…