... Unutmak ılık, ağrılı bir loşluktu. Hatırlamak ise gölgeli uykuyu kesik kesik yanmaya başlayan çiğ beyaz floresan ışığıyla bölen berbat bir mola yeri.
#
“Ta ki sana bakacak. Gözünün içine. Seni çok seviyormuş gibi, kimsenin sevmediği gibi.İçimde böyle bir yer mi varmış?” dersin, oralarına kadar değer. Bırakma kendini. O gözler bir daha öyle bakmaz çünkü. Kendi bir daha isteyene kadar.“
Ben, Hamza. Şatila Kampı’nda bilinen ismiyle Doktor Hamza. İsmime aldanma, her zaman ufak tefek bir adamdım. Kuru bir iman tahtası! Annen ise sanki tam büyüyecekken annesinin karnından erkenden atılmış bir kız çocuğu. İnsan, yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki!