Muzaffer Çok Kızar Valla

Hilal Karaman
Son günlerde kafam annemin giysileri gibi bana büyük gelen düşüncelerle doluydu....Aniden eve gelen misafirler görmesin diye özensizce toplanıp bir köşeye sıkıştırılan sofra bezi gibi, içim kırıntılarla dolu Ayşeler'in evine tıkıştırıldım. Ayşe'nin kör ninesi beni televizyon seyretmek için yanına çağırdı. O, filmi kulaklarıyla izlerken; ben gördüğümü duymuyor, duyduğumu görmüyordum; aklım evde, babamdaydı. Kör nine film bitince oyuncuların tiplerini önce onun, sonra benim anlatacağım bir oyun başlattı. Tasvirleri öyle sahiciydi ki benim gördüklerim mi onun söyledikleri miydi gerçek! Şaşırmıştım. "Ama sen körsün," deyiverdim. "Sen de gördüğünden emin değilsin, her şeye görmek istediğin gibi bakabilirsin," dedi minnoşu sever gibi kafamı ve boynumu okşayarak.
Sayfa 44 - Annemin Düğünü öyküsündenKitabı okudu
Eskiden konuşmaya kalktığımda hep kavga çıkarırdı-onunla kavga etmeyi özledim-. Şimdiyse kendini öldürmeye kalkıyor. Bunu, benim gözüme soka soka yapıyor. O kadar ölmek istiyorsa neden kendini bir arabanın altına almıyor ya da ne bileyim çıkıp köprüden kendini aşağıya bırakmıyor. O zaman çaresizliğimi, perişanlığımı göremeyecek. Kurtaramadım diye kimse beni suçlayamayacak. Ölümüne oynuyor benimle.
Sayfa 11 - Günahı Boynuna öyküsündenKitabı okudu
Reklam
Çok mu sert kapadım doktorun kapısını. Öleceğimi kibarca duymak için mi bu kadar para verdim adama.
Sayfa 13 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Eriklerin en dolu olduğu dala asmış kendini, bari dökülüp ziyan olmasalar. Biliyor en sevdiğim meyve olduğunu, çocukluğumun bu ağacın tepesinde geçtiğini; biliyor her şeyi bildiği gibi. Ona kolay geliyor anason soluduğu odasında bir sarhoş olmak.
Sayfa 10 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Karagöz olarak sahneye çıktığımda, Hacivat ile ilk atışmamıza başlamadan düzgün takamadığım bıyığımın düşmesi, herkesi güldürmüştü. Salonda annem olsaydı belki ben de gülerdim…
Sayfa 27 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Kanepenin üzerinde ayaklarımı kıvırmış, sigara içiyorum. Dingin havaya rağmen erik ağacının dalları sallanıyor. Turgut’un kolları, rahat vermiyor dallara. Yine ağaca asmış kendini. Cılız vücudu sağa sola savruluyor.
Sayfa 9 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bana insanların her zaman doğru konuşmaları gerektiğini söyleyen herkes yalancı olmuştu.
İnsan ilkbaharda ölmek ister mi! Toprağı yırtıp çıkan bu yeşillikten, kuştan, kelebekten utanır
Elleriyle ağlıyordu kadın,utandım.
Sayfa 84 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Bana insanların her zaman doğru konuşmaları gerektiğini söyleyen evdeki herkes yalancı olmuştu.
Sayfa 26 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendi büyük kanepelerinde otururken yere değmeyen ayaklarının, buradaki eski usul koltuktan halıya basabilmesi güven vermişti kıza.
Sayfa 19 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Ahh babaanneciğim, annemde az ağlamadın “Benim sıramdı,” diye, şimdi beni duysan… Ama sahip çık sen de sırana bu sefer de sekip bana geldi.
Sayfa 15 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Kanepenin üzerinde ayaklarımı kıvırmış, sigara içiyorum. Dingin havaya rağmen erik ağacının dalları sallanıyor. Turgut'un kolları, rahat vermiyor dallara. Yine ağaca asmış kendini.
Sayfa 9 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Küçücük çocuğa büyük insan gibi davranıp her şeyi detaylı anlatmaktan, dört yaşındaki oğlumun ruhuna büyük bir adam kaçtı sonunda.
Sayfa 92 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Resim