Eski basımın kapak fotosu bile ayrı bir manalı. Tam bir Aziz Nesin klasiği olmamış mı sizce de? İçerisinde tam 21 öykü bulunuyor. Biraz daha sade bir eser. Diğer baskısı ile arasında çok az sayfa olması da diğer baskısında önsöz, tanıtım gibi benzer içeriklerin de eklenmesi nedeniyle oluşturulmuş daha güncel bir baskı olduğu için, kanaatindeyim. Bu baskıda öyle şeyler yok, direkt kitaba giriş yapıyoruz ve bitiyor çünkü.
Kitabı okuduktan sonra bazı şeylerin maalesef değişemediğini, değiştirmek için başlayanların da etrafındakileri görerek yine aynı noktaya veya geriye doğru döndüklerini, içimizdeki umudun söner gibi olduğu gibi düşüncelere kapılabiliriz. Benim düşüncem 2000 sonrası doğan nesille alakalı aslında. Bunların çok şeyler başarabileceklerine tüm kalbimle inanıyorum çünkü. Bize bunlardan baya hayır gelecek gibi. Bekleyip göreceğiz tabi. İyi olması hepimizin temennisi çünkü burada hep beraber yaşıyoruz.
En Büyük Numara, Du Bakali N’olecak, Bu Memleket Batar, Kırk Basamaklı Hela Ne Oldu, Tanrısal Adalet, Bizim Oranın İnsanları, Bir Pişmaniye İstidası, Bir Muzır Öykü: Vah Yavrum Vah, Kırk Yıl Önce, Aşk Otu, Korkacak Ne Varmış, Hay Adı Batsın, Muasır Medeniyet Seviyesi, Yiyin Allaşkına, Elim Mi Değiy Gardaş, İğdiş Edilmiş İnsanlar Ülkesinde, Ayıp Yeri Yerinde Kalmış Biri, Bir Düğün Töreni Konuşması, 19 Şubat Gününün Mana ve Ehemmiyeti, Son Görevimizi Yaptık, Nah Kalkınırız. Bunlar da içerisindeki hikayeler.
İyi ve faydalı okumalar dilerim..