"Yüce ve mübarek olan Allah buyurdu ki: Namazı kendimle kulum arasında ikiye ayırdım. Yarısı benim içindir, diğer yarısı da kulumundur, kuluma dilediği verilir.
Kul 'el-Hamdu li'llâhi Rabb'il-âlemin.' deyince, yüce Allah kulum beni hamdetti.' der.
Kul 'er-Rahmân'ir-Rahim.' deyince, yüce Allah kulum beni övdü.' der.
Kul 'Mâlik-i yevm'id-dîn.' deyince, yüce Allah kulum beni yüceltti.' der.
Kul 'İyyâke na'büdü ve iyyâke nesta'în.' deyince, yüce Allah bu benimle kulun arasında bir ahiddir, kuluma dilediği verilir.' der.
Kul; 'Ihdina's-sırât'el-müstakim, sırât'ellezîne en'amte 'aleyhim, ğayr'il-mağdûbi 'aleyhim ve le'd-dallîn.' deyince, yüce Allah, bunlar kulumundur ve kuluma dilediği verilir.' buyurur".
Namaz; davet için bir hazırlık, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i an'il-münker için bir heyecan kaynağı ve cihad için de bir dinamizm ve güç kazanma vesilesi değil midir?