Namaz, iman ile İslâm'ı, insan ile kâinat buluşturur. Sultanı tanıyıp seven, Sultanın davetine icabet eder. İcabet etmemek, tanımaktan çok tanımamaya ve imandaki zaafa delildir. İnsanın, kainat ile arasındaki muhteşem uyumdan aldığı ders, o ahenge namazla uymasından belli olur. Namazsız adamın hakiki İslamiyet'le buluşması zor olduğu gibi, kainatı anlaması da zor, hatta imkânsızdır. Namaz kılan bir mümin, cüz iken küll, parça iken bütün olur. O artık kâinatın sinesinde atan bir kalb, nizami söyleyen bir nabız, cisimleşmiş bir idraktir. Namaz, her an huzurda ve kullukta olan insanın gaibâne ubûdiyetten, hâzirâne ubûdiyete geçişidir. Namazı idrak, kendini, kâinat ve hakikati idraktir..