Emile zolanın bakış açısıyla bir fahişenin hayatını anlattığı bu kitabında , herkesin bir şeyler sattığını satmaya bir şey kalmayınca da kadınların bedenlerini , erkeklerin ise bu uğurda onurlarını karakterlerini sattığını bunları yoka saydığını anlatır .
Uzun zamandır bir inceleme yazmıyordum. Bu kitabı okudum ve yazmaya karar verdim.
Bu kitapta yazımla ilgili ilk 70 sayfada kişileri tanırken isimlerde zorlanıyorsunuz. Hatta kim kim değil karıştırıyorsunuz. Kitap ilerledikçe artık karakterler gözünüzün önünde canlanıyor. Hatta kitap akıcılık kazandı.
konusuna gelince ne diyebilirimki kapakta da yazıyor. Satacak birşeyi kalmayan bayanların bedenlerini, erkeklerin onurlarını sattığını konu ediiyor. eşinin yanında kadınlar başka erkeklerle münasebette buluna biliyor. Nana ya gelince çok aile felaketine sebep olan güzel bir bayan. va sonuç olarak çiçek hastalığından yüzü çok çirkinleşerek acılar içinde öldü.
evet okunabilir bir kitap .
Bir aydır bu kitabı bitirmeye çalışıyorum. Çeviriden mi kaynaklı yoksa kitabın çok da etkileyici ve önemli bir şey anlatmayışından mı bilmiyorum okurken hiç haz almadım. Kısır bir döngüde sanki kitap.
Velhasıl okursanız hırs, ihtiras, şehvet ve tutku gibi spesifik kavramların bu kitapta tamamen ahlaksızlığa götürdüğü izlenimine ulaşırsınız.
Ben okurken çok zevk almadım. Sosyete dedikodusu tarzında olan kitapta para için bedenini satan kadınlar ve onurunu satan erkekler. Ve yine kadına dayak ve dayağa rağmen ilişkisini bitirmeyen kitabın kahramanı nana..
Altın Kanatlı Sinek Nana ve Narsist Kişilik Bozukluğu
Yunan mitolojisinde suda gördüğü yansımasına âşık olan ve kendisini arzulayan tüm su perilerini reddeden Narkissos, kendini bir türlü yansımasından alamaz, çaresizce günden güne erir, sonunda açlık ve susuzluktan ölür. Narkissos'un yok olduğu yerde daha önce görülmemiş güzellikte açan çiçeklere 'Nergis' adı verilirken; 'kişinin
