Kitap hakkında ne düşündüğünü tam olarak ben de bilmiyorum. Önce Aziz Nesin'in Tatlı Betüş romanını bu kitaptan esinlenerek yazdığını düşündüm ama kitap ilerledikçe iki karakterin birbiriyle alakası olmadığını gördüm öyle ki Betüş benim en sevdiğim karakterlerden biridir. Bir an seni Nana'ya benzettiğim için özür dilerim Betüş!
Bir kitabı sevmem için kitaptaki ana karakterlere karşı sempati duymam gerekiyor. Değil ana karakter onlarca karakter arasında sempati duyulabilecek bir tek insan bulamadım. Hatta onca trajediye karşı içimden acıma duygusu bile uyanmadı.
Tiyatro sahneleri ve at yarışı bölümünün çok uzatıldığını düşündüm ve çok sıkıldım. Zola kitaplarında yaşadığım bir sorun da kitabın vurucu bir olayla bitmemesi. Zola'yı eleştirmek haddim değil ama bir hadsizlik yapacağım. Nana'nın ölümüne giden süreç daha detaylı anlatılıp kitap onun ölümü ile bitseydi. Ölüm üstünkörü geçirmişti sanki ve sonrasındaki 12 sayfanın da çok bir anlamı yoktu.
Ayrıca ben Nana'nın karakterine annesi Gervase başta olmak üzere ailesinden kalan kötü mirasın neden olduğu yolundaki psikolojik tahlilleri okumayı çok isterdim. Sadece bir paragrafta Nana'nın erkeklere yaptığı işkencenin alt metni yer alıyordu.
Kitap ile ilgili söyleyebileceğim tek olumlu şey yine Emile Zola'nın dehası ile ilgili, karakterlerden bu denli tiksindirmesi çok büyük bir başarı. yani kitap beni Zola hakkında ikileme düşürdü.
Yazdıklarıma baktığımda kararımı verdim. Bu kitabı galiba sevmedim.