Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca
Bir gün Nasreddin Hoca eşeğini döverken Timur görmüş. Eşeklere bir yakınlığı olmalı ki, çok kızmış: "Bu hayvanı bir daha dövmeyeceksin," diye bağırmış. "Ceza olarak da bir hafta işlerinde kullanmayacak, sırtına yük vurmayacak, yemini suyunu düzenli olarak verecek, her sabah da bir güzel tımar edeceksin. Anladın mı?" Ee, Timur bu! Eşek yüzünden kelle gider! Hoca acımasız hükümdarın dediklerini kılı kılına uygulamış. Hayvan birkaç günde bayağı toparlanıp semirmiş, güzelleşmiş, gevşedikçe de gevşemiş. Hoca bir gün ahıra girdiğinde bakmış sevgili eşeği keyifli keyifli anırıyor. "Anır, anır!" demiş. "Timur gibi arkası olursa herkes anırır!"
Sayfa 196 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Nasreddin Hoca'yı Antep'te bir köpek ısırıp kaçmış. Uzun bir süre sonra, Sofya'da eline geçirdiği bir köpeği dövmeye başlayan Hoca'ya: "Be adam! Niye dövüyorsun hayvanı?" diye sormuşlar. "Beni Antep'te ısırmıştı," demiş Hoca. "Yahu, bu o köpek olabilir mi?" "Biliyorum, olamaz, ama bu da onun soyundandır."
Sayfa 122 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Nasreddin Hoca'ya bir dostu konuk gelmiş. Evde ne varsa yiyip içmiş, gece saat dörde kadar söyleşmişler. Tam yatacakları sırada dostu sessizce iki dize mırıldanmış: Bizim iller bizim iller Yatar iken üzüm yerler Hoca dostunun bütün gece yediklerinin, içtiklerinin üstüne, yatarken bir de üzüm istediğini anlayınca onun iki dizelik mırıldanmasını ağzından alıp sürdürmüş: Bizde öyle âdet yoktur Saklarlar da güzün yerler "Allah rahatlık versin!" diye acele çıkmış odadan.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Nasreddin Hoca eşeğini yitirmiş. Çarşıda pazarda dolaşırken: "Bulana eşeği yuları, semeriyle birlikte bağışlayacağım," diye yemin ediyormuş. "Hoca! Yuları, semeriyle birlikte bağışlayacak olduktan sonra, eşek bulunmuş, bulunmamış, sana ne yararı var?" demişler. Hoca gülümsemiş: "Bulmanın tadını unutmayın!"
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Resim