Nietzsche için hakikat orada kendi içinde kıpırtısız duranın farkındalığı değildir, insanın gerçekliği dönüştürürken kendisinin de dönüştürüldü o sonsuz güç oyununun içinde olmanın doğrudan deneyimidir.
Hegel için doğa adeta insanı doğurmak için vardır; bu doğum zorunludur çünkü kendisi de tarihi Doğuracak insanın özgürlük ve egemenliği yazgılı doğası tam da doğal olanın ifadesidir.
Heidegger İçin hem deneyimlerimiz hem de onlara ilişkin anlamlandırmalarımız, klasik fenomonolojinin varsayımlarının tersine, bir varlık olarak kendimizi içinde bulduğumuz yaşam bağlamanın içinde ve aracılığıyla biçimleniyordu.