Naziler ve Atatürk

Stefan Ihrig

Naziler ve Atatürk Sözleri ve Alıntıları

Naziler ve Atatürk sözleri ve alıntılarını, Naziler ve Atatürk kitap alıntılarını, Naziler ve Atatürk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hitler /1938
"Atatürk bir ülkenin kaybettiği kaynakları harekete geçirmenin ve yeniden canlandırmanın olanaklı olduğunu gösteren ilk kişiydi .. Bir bakımdan Atatürk bir öğretmen di .. Mussolini onun ilk ben ikinci öğrencisiydim "
Sayfa 162Kitabı okudu
Nisan 1921
"Türk milliyetçiliğinin Rus Bolşevizmiyle girdiği ittifak çoğu kez sanıldığı gibi Bolşevik düşünceye değil ..İtilaf ya da daha doğrusu Ingiltere nefretine dayanır "
Reklam
"Volk in Waffen"
"Doğuştan yöneticiler aynı zamanda büyük askerdir "
Hitler _Aralık 1928 Nürnberg. .konuşması
"Türkiye ..diyordu Inanılmaz miktarda kan kaybetti .. Sonra devlet ...açlıktan ve yokluktan ötürü fiilen çöker ... Almanya'nınki kadar yalnızca Türkçe'ye çevrilmiş devasa bir çöküş. . Beş yıl sonra , (çöküş ) Sevr Antlaşması na (burada Lozan antlaşmasını Sevr ile karıştırıyor ) yol açtı .. bunun sonucunda Türk Imparatorluğu yeniden kurulur .. ve dünya bu Türk devletinden saygıyla söz eder .. Iç güç yerinde kalmıştır .. Halkına büyük geleneğini hatırlatmayı başaran ve onları ileri götüren adam Atatürk gelir gelmez bu güç derhal harekete geçti ... "
Sayfa 154Kitabı okudu
Türk sorunu Paris te. .1920
"Ingiltere Türkiye deki milliyetçi hareketi dikkate almak zorunda olmadığına inanıyorsa ,muhtemelen yanılıyor .. Türkler kamçıyla ya da makineli tüfekle kontrol edilebilinen Mısır ya da Hindistan değil "
"Iki ulusun benzer kaderi _1933
"Bu şekilde genç Almanya 'nınkıyke aynı sefalet içinde işe başlayan Türk ulusunun yeni yükselişini görüyoruz .. Bu demir iradeyle ve azalmayan bir kararlılıkla ulusunu bağımsızlığa götüren bir tek adamın işidir. . Gazi Mustafa Kemal Paşa ... "
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
"BOZKURT " _ Edmund Shopen 10 Kasım 1938
"Asker yüzü tunç kalıba dökülmüş gibidir .. Esrarengiz ,büyüleyici bir güce sahip savaşçı benzeri ... Güneş yanığı kahverengi yüzünde ,gözlerinin çelik parlaklığı öne çıkar. .. Gözlerinde Turan bozkırının esnek gücü ve amansız iradesi ışıldar "
Sayfa 220Kitabı okudu
Hitler hayranlığını açıkça dillendirmeye de devam etti. Örneğin 1938'de doğum gününde Türk politikacılardan ve gazetecilerden oluşan bir heyetle görüşürken, Atatürk'ün onun için oynadığı özgün ve temel rolü tekrar doğruladı ve bunu yapmakla, iki savaş arası dönemde Almanya'da Atatürk'e ilişkin pek çok aşırı sağ ve Nazi yorumunun özünün ne olduğunu tam anlamıyla dile getirdi: '' Atatürk, bir ülkenin kaybettiği kaynakları harekete geçirmenin ve yeniden canlandırmanın olanaklı olduğunu gösteren ilk kişiydi. Bu bakımdan Atatürk bir öğretmendi; Mussolini onun ilk, ben ikinci öğrencisiydim.''
İngiltere,Türkiye'deki milliyetçi hareketi dikkate almak zorunda olmadığına inanıyorsa,muhtemelen yanılıyor.Türkler kamçıyla ya da makineli tüfekle kontrol edilebilen Mısırlılar ya da Hindistanlılar değildir.
Türk Bağımsızlık Savaşında İslamın ve Bolşevizmin rolüy­le ilgili başlangıçtaki kafa karışıklığı, konunun Almanlaşma­sını biraz zorlaştırdı. Tek başlarına bu boyutlara odaklanan “uzmanlar” bu sürece yardımcı olmadı. Bir alt konu olarak İslam, uzmanlar bir kenara itildikçe zaman içinde gündem­den düştü. Ne var ki, Bolşevizmin özellikle karışık, şaşırtıcı ve zor bir konu olduğu anlaşıldı. Anadolu’da yeni başlayan milliyetçi Türk direnişi neredeyse aşılmaz güçlüklerle karşı karşıyaydı. Yunan ordusuna, İtilaf devletlerine, Ermenilere ve Osmanlı ordusuna karşı savaşı sürdürmek için çok ihtiyaç duyulan silah, mühimmat ve kaynak yetersizliği vardı. Bolşeviklerle ittifak Atatürk için acil ve çok ihtiyaç duyulan bir çözümdü. Ama bu, milliyetçi Alman gazeteleri için büyük bir ideolojik ve kavramsal sorun oluşturmaktaydı.
Reklam
Kemalist başarılardan askeri ya da siyasal tercihlerin değil daha çok “koşulların” sorumlu olduğunu vurgulayarak Türk rol modelini itibarsızlaştırma girişimleri sürekli oldu. Öte yandan milliyetçi Alman basını, Kemalist zaferin “ulusal irade siyasetinin başarısı” olduğunu vurgulayarak bu görüşe itiraz etti. 1921’de Hamburger Nachrichten’de, yine Türk mazlum­luğu ve saf milliyetçilik gibi temaları bir araya getiren uzun bir makale, şu Alman yorumunu özetledi: Biz Almanlar, Mustafa Kemal’in ve ulusal savaş­çılarının basiretli eylemlerini, yiğitçe işlerini ve başarılarını artniyet taşımayan bir kıskançlıkla izliyoruz; çünkü kararlı bir Führer’in öncülüğün­de sağlam bir ulusal savaşçı grubunun bir gerilla savaşı vererek müttefik haydutlara ve sahtekârlara nasıl karşı koyup üstün gelebildiğine ilişkin bir rol model bize sunmaktadır... En fazla beş altı milyon kişinin yaşadığı Anadolu, azimli bir birleşik ulu­sal iradeden ötürü kendi gücüyle düşmanlara karşı koymaktadır.
“Almanya’nın ve Türkiye’nin coğ­rafi, ekonomik, siyasal ve askeri durumları ne kadar farklı olursa olsun, manevi enerjiye, disipline, yurt sevgisine ve ulusal fedakârlık isteğine -Türkler zulme karşı bu nitelikle­re başarılı bir biçimde savaşıyorlar- iş gelince, onları bir rol model almamız iyi olur.”
Zamanın görüşlerini yeniden inşa etmeye çalışırken, ola­bildiğince metinlerin dilini kullandım. Aşırı milliyetçi söylemin çoğu kez beceriksiz ifadeleri gibi, terminoloji de buna dahildir. Bu yüzden Konstantiniyye ya da Konstantinopolis, ancak 1930’da adı resmi olarak değiştirildikten sonra İstan­bul olur. Alman gazeteler 1930’lara kadar Ankara için “An­gora” sözcüğünü kullanmasına rağmen, burada daha az kafa karıştırıcı “Ankara” sözcüğünü kullandım. Mustafa Kemal Atatürk, soyadını almadan önce de, aynı kişiye işaret edil­diği için Atatürk olarak anılır; İsmet İnönü içinde aynı şey söz konusudur. Onun dışında, olanaklı olduğu sürece yaygın İngilizce kullanıma uydum; ama “Birahane Darbesi” yerine “Hitler Darbesi”ni ve olası “gizemli” çağrışımlarına rağmen, özgün kaynakların Türkiye’yi nasıl anlamlandırdığını gös­termek için “lider” ve “ulusal” ya da “ırksal” yerine “Führer” ve “völkisch”i tercih ettim.
Ruh yeterince güçlü kalırsa, o zaman hiçbir kısıtlama ve hiçbir güç uzun erimde ona boyun eğdirecek kadar güçlü olmaz.
Türk heyetinin her konuda, önemsiz konularda bile inatla ödün vermek istememesine, Alman gazeteleri başlangıçta şa­şırdı. Zaman içinde bu inatçılığı övmeye başladılar ve kendi­lerine yeni bir Türk kahraman buldular: İsmet [İnönü] Paşa. Atatürk’ün bir numaralı askeri komutanı ve Lozan’daki heye­tin başkanı olan İsmet Paşa savaş sırasında gazetelerden faz­la ilgi görmemişti; ilgi odağı olan her zaman Türk Führer’di. Şimdi İsmet Paşa önemli bir medya yıldızı haline geldi -el­bette Almanya’da sesi hâlâ sıkça “duyulan” Atatürk’ten son­ra. Bu noktada Türklerin İtilaf devletlerinin ödün baskılarına hâlâ direniyor olması, milliyetçi basını epeyce etkiledi. İsmet Paşa'nın başında bulunduğu heyet görüşmeleri terk edip, şaşkın İtilaf devletlerini kendi başlarına bıraktı.
285 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.