Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sevdayım Tepeden Tırnağa

Nazım Hikmet'in Aşkları

Emin Karaca

Nazım Hikmet'in Aşkları Sözleri ve Alıntıları

Nazım Hikmet'in Aşkları sözleri ve alıntılarını, Nazım Hikmet'in Aşkları kitap alıntılarını, Nazım Hikmet'in Aşkları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Gelsene dedi bana Kalsana dedi bana Gülsene dedi bana Ölsene dedi bana Geldim Kaldım Güldüm Öldüm.”
Sayfa 75 - Cumhuriyet Gazetesi YayınıKitabı okudu
Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri
“O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi Kadının hayali minnacık bir evdi bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev Bir dev gibi seviyordu dev Ve elleri öyle büyük işler için
Sayfa 18 - Cumhuriyet Gazetesi YayınıKitabı okudu
Reklam
Kol Saatinin Kayışına Tırnakla Kazınan İsim: "Piraye"...
Senin adını, Kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım... Malum ya, bulunduğum yerde, Ne sapı sedefli bir çakı var.. Ne de başı bulutlarda bir çınar... Belki avluda bir ağaç bulunur ama; Gökyüzünü başımın üstünde görmek, Bana yasak...
Sayfa 32 - Yenigün < Ankara Merkez Cezaevi >Kitabı okudu
(...) İnsanlar ne şayanı hayret mahluklarmış!.. İçlerinde öyle iyileri, öyle kötüleri varmış ki... Ben ancak otuz iki yaşımda insanları okuyabildim. Şimdiye kadar onlar benim için kapalı bir kitapmış!..
Sayfa 29 - Yenigün <11 Kasım 1933'te Bursa Hapishanesi'nde yazıp Piraye Hanım'a gönderdiği mektubundan>Kitabı okudu
Sensiz Paris, gülüm, Bir havai fişeği Bir kuru gürültü Kederli bir ırmak. Yaktı mahvetti beni Paris'te durup dinlenmeden, gülüm, Seni çağırmak. Nazım Hikmet
Sonra saygıyla toprağa oturdum, Dayadım sırtımı duvara.. Bu anda ne düşmek dalgalara, Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.. Toprak, güneş ve ben.. Bahtiyarım... "Zevcem, Ruhu Revanım, Hatice Pirayende..."
Sayfa 33 - YenigünKitabı okudu
Reklam
"Fikre Âşık Olmadan Yaşamak, Yaşamak Değildir..."
Yıllar önce hapishaneden yazdığı mektubunda, bir başka aşk anlayışını da şöyle anlatacaktı Nâzım Hikmet: "(...) Mesela ben 45 yaşımı bitirdim... Ama her gün biraz daha âşık oluyorum... Karımdan, sanattan, tabiattan, insanlardan, idealizimden tut da kanaryama kadar her şeye doludizgin âşık oluyorum. Ve çok şükür aşığım. Bu aşk mistik manada filan değil... Her birine ayrı ayrı pratik tezahürleriyle faal bir aşk... Bana öyle geliyor ki, bir tek insana, yüz milyonlarca insana, her tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, fikre, birçok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir... "
Sayfa 74 - YenigünKitabı okudu
< Ve Nâzım Hikmet 3 Haziran 1963 Günü Öldü... >
En son şiirini yine "Vera'ya" yazdı: "Gelsene dedi bana Kalsana dedi bana Gülsene dedi bana Ölsene dedi bana Geldim Kaldım Güldüm Öldüm..."
Sayfa 75 - YenigünKitabı okudu
Nâzım çok kıskançtı. Sevdiği insanlarda gördüğü bir ilgisizlik ya da başkasına yönelen bir yakınlık sezdi mi, çabuk kızar, üzülürdü.
Piraye Hanım...
"Kadınlarla bir daha hiçbir ciddi ilişkiye girmemeye karar verdim... Profesyonel devrimciydim, Türkiye'nin koşullarında her an hapse girebilirdim... Kesinlikle evlenmemeliydim. Bir iki yıl böyle yaşadım..." Nâzım Hikmet'in, "kesinlikle evlenmemeliydim" kararını değiştiren, artık bundan sonra ona yazdığı şiirlerden fiziksel ve ruhsal bütün özelliklerini öğreneceğimiz Piraye Hanım; "Alev saçlı, hemen hemen ben yaşlarda bir kadındı... Çok iyi bir kadın... Ve akıllı" ydı... Sonrası şöyle; "Ve işte bir gün, öyle kendiliğinden, karar verdik evlenmeye... Çok güzel bir kadın değildi ve bu da olumlu bir şeydi benim için... Çünkü kıskançlığın çılgınlığını yaşamıştım artık..."
Sayfa 24 - YenigünKitabı okudu
Reklam
Nâzım Hikmet'in "Aşk Anlayışı"
Sırasıyla Nüzhet Hanım, Piraye Hanım, Münevver Hanım ve Vera Tulyakova'ya kadar; başlayış ve bitiş koşullarıyla anlatmaya çalıştığımız "Nâzım Hikmet'in Aşkları" ndaki çeşitlilikten, şairin daldan dala konan hercai gönüllü bir insan olduğu sonucuna varmak doğru olmaz... Bu nedenle biraz da, Nâzım Hikmet'in "aşk anlayışı" na bakmak gerekir... Bu konudaki düşüncelerini, yıllar önce Bursa Cezaevi'nde yatarken, çocukluk ve gençlik arkadaşı Vala Nurettin'e yazdığı bir mektubunda şöyle açılıyordu: " Ben şöyle dört başı mamur bir aşık olsam, fakat dedim ya, bana bağlı, bana bağlı olmayan şartlarıyla; hüsranı, hicranı, firakı, ümidi, imkanı, imkansızlığı, benim enfüsi durumum ve afaki hayat şartlarıyla, yani takım taklavatıyla dört başı mamur aşık olsam - böyle aşk dostlar başına - visalin, hatta maşukamla senelerce aynı çatı altında burun buruna yaşamanın aşkımı azaltacağına değil, bilakis, çoğaltacağına eminim... Çünkü maşukaya - böyle bir aşkın maşukasına - hiçbir zaman yüzde yüz ulaşamayacağımı sanıyorum... Daha doğrusu bundan eminim... "
Sayfa 73 - YenigünKitabı okudu
Sende ben imkansızlığı seviyorum Fakat asla umutsuzluğu değil.
Ölüm!.. Bir ipte sallanan bir ölü! Bu ölüme bir türlü, razı olmuyor gönlüm!..
Sayfa 28 - YenigünKitabı okudu
377 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.