Nazım Hikmet'in Hasreti

Türkkaya Ataöv

Nazım Hikmet'in Hasreti Sözleri ve Alıntıları

Nazım Hikmet'in Hasreti sözleri ve alıntılarını, Nazım Hikmet'in Hasreti kitap alıntılarını, Nazım Hikmet'in Hasreti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzak Bir Aşkın Hikayesi..
Sana kavuşursam bu öyle dayanılmaz bir saadet olur ki ! Belki de artık işte o gün ölürüm.
Sayfa 57
ZOYA kimdir? Zoya Kosmodemyanskaya, bir gerilladır. 332.nci Alman Alayı onu Petrişşevo Köyünde asmış ve bedenini ipte asılı bırakmıştı. Zoya'nın gerila adı Tanya dır. Görevi yurdunu çiğneyen düşmanın gerisine sızıp onlara zarar vermektir. Nazi işgali altındaki Petrişşevo köyüne ikinci sızışında yakalanır... Ve Aralık ayının beşin de ipe çektiler... Donmuş ve rüzgarla sallanarak 25 Aralık gününe kadar öylece bıraktılar. Zoya nın öyküsünü, Nazım hapiste, annesi Celile Hanımı ın getirdiği Fransız gazetesinden öğrenir. O gece oturup yazdığı şiir şöyle başlıyor: Zoya idi adı... Senin memleketini sevdiğin kadar Bende seviyorum memleketimi Seni astılar memleketini sevdiğin için. Ama ben Yaşıyorum. Ama sen öldün. Sen çoktan dünyada yoksun Zaten ne kadar az kaldın orada On sekiz senecik. Doyamadın güneşin sıcaklığına bile. Sen asılan partizan, Ben mahpusta şair. Nazım, Zoya için şiirini yazadığı sıralarda ünlü sovyet yazarı Konstantin Simonov onun hakkında bir oyun kaleme alıyor, kompozitör Kovaleviski bir opera hazırlıyor, heykeltıraş Zelinski ve Ledeva heykellerini yapıyorlar, Alma Ata 'da hayatı filme alınıyordu. Kitapları, mektupları, güncesi müzelere kaldırılıyordu.
Reklam
Kremlin, Moskova'nın göbeğinde, bir yavru-kenttir. 'Kreml' Rusçada "hisar" demek zaten.
Kitap ortada. Okuyucunun da aklına, fikrine güveniyorum. Zaten güvenmesem, kitabımı okusun diye önüne sürmezdim. Öyleyse, önsöze, hele benim yazacağım önsöze ne lüzum var?
Hele geceleri ışıklandırıldığında renk renk, motif motif bir rüya beldesine benzerdi Kızıl Meydan. Zaten bu sıfatın yüz yıllar önceki anlamına göre, adı: "Güzel Meydan" dı.
Reklam
Işık saçmak hep ve her yerde ve sonuna kadar Işık saçmak İşte benim inancım ve güneşinde...
Sayfa 16 - may yayınlarıKitabı okudu
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli, belini sarmayalı, gözünün içinde durmayalı, aklının aydınlığına sorular sormayalı, dokunmayalı sıcaklığına karnının. Yüz yıldır bekliyor beni bir şehirde bir kadın. Aynı daldaydık, aynı daldaydık. Aynı daldan düşüp ayrıldık. Aramızda yüz yıllık zaman,  yol yüz yıllık. Yüz yıldır alacakaranlıkta koşuyorum ardından.    Hasret 1-2    
Memleketimi seviyorum: Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım. Hiç bir şey gideremez sıkıntımı Memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.
Sayfa 10 - MAY YayınlarıKitabı okudu
Moskova'daki Mayakovski kitaplık-müzesini gezen Nazım bir kenara şunu yazmış: "Güneşin çeşitli nebatlara ışık ve ısı vererek büyümelerini sağlaması gibi, Mayakovski de öteki ozanların kendilerini bulmalarını yardım eder."
Reklam
Bir şehir vardı. Yeller eser yerinde. Beş şehir vardı. Yeller eser yerinde. Yüz şehir vardı. Yeller eser yerinde. Şiirler yazılmayacak yok olan şehirlere, Şair kalmayacak ki...
Kitap ortada. Okuyucunun da aklına, fikrine güveniyorum. Zaten güvenmesem, kitabımı okusun diye önüne sürmezdim. Öyleyse, önsöze, hele benim yazacağım önsöze ne lüzum var?
Sayfa 92 - MAY YayınlarıKitabı okudu
Hele geceleri ışıklandırıldığında renk renk, motif motif bir rüya beldesine benzerdi Kızıl Meydan. Zaten bu sıfatın yüz yıllar önceki anlamına göre, adı: “ Güzel Meydan” dı.
Sayfa 90 - MAY YayınlarıKitabı okudu
“ Kayın Rus sayılır, kavaklar Türk saydığımız gibi.” Demişti Nazım bir keresinde.
Sayfa 20 - MAY YayınlarıKitabı okudu
Başkent, geniş ormanların ve yerleşme alanlarının kucak kucağa olduğu koca bir park gibiydi. Sadece İsmailova Parkı 1180 hektarı kaplıyordu. Her yıl 400 bin ağaç dikilmekteydi.
Sayfa 20 - MAY YayınlarıKitabı okudu
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.