Nazım Hikmet'in Hasreti

Türkkaya Ataöv

Oldest Nazım Hikmet'in Hasreti Quotes

You can find Oldest Nazım Hikmet'in Hasreti quotes, oldest Nazım Hikmet'in Hasreti book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Moskova'daki Mayakovski kitaplık-müzesini gezen Nazım bir kenara şunu yazmış: "Güneşin çeşitli nebatlara ışık ve ısı vererek büyümelerini sağlaması gibi, Mayakovski de öteki ozanların kendilerini bulmalarını yardım eder."
Bir keresinde Babayev'e açılmış: "Eninde sonunda insanın gözünü oyarlar belki, diye düşündüm. Gözlerimi kapadım ve saatlerce öyle durdum. Körlüğe alıştırdım kendimi. Baktım oluyor. O da dert değilmiş dedim." Oysa bir keresinde şöyle yazmıştı: " Karanlık ölüm gibidir, rengi yok, ahengi yok, dengi yoktur karanlığın." Oysa, sonu tatlıya bağlanan kitaplar ister isterdi kendine. İsterdi ki doktor gülerek çıksın ameliyattan, körün açılsın gözleri, kurşuna dizilecek delikanlı kurtarılsın, birbirine kavuşsun yavuklular...
Reklam
Tohuma, toprağa, denize inan; insana inan hepsinden önce. Kuruyan dalın, sönen yıldızın, sakat hayvanın duy kederini, hepsinden önce de insanın. Sevindirsin seni cümlesi nimetlerin, sevindirsin seni karanlık ve aydınlık, sevindirsin seni dört mevsim, ama hepsinden önce sevindirsin seni insan.
Nazım, eski Moskovalı'ydı, malum eski İstanbullu olduğu kadar.
Henüz değiştirmemişti Puşkin yerini, yine böyle omzunda pelerin, yine böyle başı açıktı, yine böyle siyah, uzun, böyle akıllı, böyle mahzun, kibar bir Petersburglu gibi şıktı...Kışları taze taze kar kokardı, yazları serin serin yaprak...
Bir avlu vardı Arbat meydanına yakın, tuğla duvarlarında kışın, geceleri, kat kat, sıcak sıcak yanardı turuncu, mavi altın pencereler. İstanbullu bir delikanlı avluda titrer, titrerdi saatlerce, avluda titrer, Tamara'nın gölgesi gelir, giderdi mavi pencerede, en yukarda...
Reklam
Başkent, geniş ormanların ve yerleşme alanlarının kucak kucağa olduğu koca bir park gibiydi. Sadece İsmailova Parkı 1180 hektarı kaplıyordu. Her yıl 400 bin ağaç dikilmekteydi.
"Kayın Rus sayılır, kavakları Türk saydığımız gibi." demişti Nazım bir keresinde.
Hele geceleri ışıklandırıldığında renk renk, motif motif bir rüya beldesine benzerdi Kızıl Meydan. Zaten bu sıfatın yüz yıllar önceki anlamına göre, adı: "Güzel Meydan" dı.
Kitap ortada. Okuyucunun da aklına, fikrine güveniyorum. Zaten güvenmesem, kitabımı okusun diye önüne sürmezdim. Öyleyse, önsöze, hele benim yazacağım önsöze ne lüzum var?
61 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.