Tek basıma ne yapabilirim?”, "Sayıca
azız, güçsüzüz” gibi önermeler, "sonuca
endeksli” ve "meselelere pragmatik bakan”
kafaların ürettiği bahaneler olabilir. Eğer
ki bir insan, doğru bildiği bir şeye inanıyor
ve onun uğruna bir istikamet dahilinde
hareket etmeyi kendine amaç edinmişse,
yeri geldiğinde birtakım zorluklara da
katlanmayı bilmeli değil mi? Sayıca az
olmak haktan sapıldığına delalet olamaz,
yeri geldiğinde insan doğru bildiği uğruna
tek basına bile mücadele verebilmeli.
Bu dünyada insanın verdiği asıl imtihan,
hak uğruna, hakkın yolunda bir ideal
uğruna ne kadar mücadele ettiğiyle ve
istikametten sapıp sapmadığıyla ilintilidir.
İçinde bulunduğu koşullar ne kadar
zorlayıcı olsa da, yeri geldiğinde tek
basına kalsa da doğru bildiğinin pesinden
gidenler, Hak uğruna gücün cazibesine
kapılmayanlar esas kazananlar olacaktır.