Bugünüme eşlik eden kitap. Çorba karıştırırken, kek çırparken bile elimdeydi. Elimden bıraktığımda da zihnen benimleydi. Sürekli katili bulmaya çalışıp her fikrimde tuş oldum sayın Agathacığıma. Bu nasıl bir kurgu yaratımıdır, şaşkınlık doluyum.
Ben en iyi kitaplarının Doğu Ekspresinde Cinayet ve On Kişiydiler ile sınırlı olacağını düşünürken, her seferinde bu da iyiymiş ya diyip duruyorum.
Klişe diye bildiğim şeyleri kendisinin de klişe görüp yıkması hayranlığımı daha da artırdı.
Kısaca : Bobby ve arkadaşları golf oynarken uçurumdan yuvarlandığını düşündükleri bir erkek bedenine rast gelirler. Ölmek üzeredir ve son cümlesi "Evans'a neden sormadılar?" olmuştur. Tabii, erkek kahramanımız yanına bir kadın arkadaşını daha katarak bunun ne manaya geldiğini ve bu ölümün kaza mı, intihar mı yoksa bir cinayet mi olduğunu araştırmaya karar verir.
Dedektif görmediğimiz bir katil araştırması olması açısından da farklı. Hep bir şeyler sezdirip sonra onu yıkması ile de. Agatha hanım bizimle çok güzel oyunlar oynuyor, seviyoruz.
Sadece kitaptaki "Why did not they ask Evans?" cümlesi ile başlıktaki cümlenin dizilim açısından farklı çevrilmesi bence iyi olmamış. Bir de, çevirmen adlarını artık kapakta görmek isteriz.
Evet, takıldığım şeyler bunlar :)