6. Milli Eğitim Bakanlığı yazısında kadınların örtülü kıyafetlerinin "Atatürk ilkelerine tamamen aykırı." olduğu ifade edilmekte ise de, genel ahlaka ve kanunlara aykırı olmayan her türlü kadın kıyafetinin Atatürk devrim ve ilkelerine aykırılığı söz konusu değildir. Nitekim bizzat Atatürk "Eğer kadınlarımız Şer'in tavsiye ve dinin emrettiği bir kıyafetle, faziletin icab ettiği tavrı hareketle içimizde bulunur, milletin ilim, sanat, içtimaiyyat hareketlerine iştirak ederse, bu hali, emin olunur, milletin en mutaassıbı dahi takdirden men'-i nefs edemez." demiştir. (Pro. Dr. Afet İnan-Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması, Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri, S. 104, İstanbul, 1968, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınlarından) Atatürk'ün Müslüman Türk kadının kıyafeti konusunda benimsendiği bu fikirlerine aykırı bir sözüne rastlanmadığı gibi bu sözlerinden çok sonra çıkartmış olduğu devrin kanunlarından kıyafetle ilgili olan 671, 677 ve 2596 sayılı kanunların hiç birinde kadın kıyafetiyle ilgili bir hüküme de yer verilmemiştir.
Esasen, Atatürk’ü ve ilkelerini -çoğu zaman yapıldığı gibi- dinimizin kadın kiyafetiyle ilgili hükümlerine karşı göstermek, memleketimiz yararları ve Atatürk ilkelerinin benimsenmesi acısından son derece sakıncalı bir tutumdur. Müslüman Türk vatandaşı, "ya Allah'ın emri, ya Atatürk ilkeleri" şeklinde son derece vahim bir tercihle karşı karşıya bırakılmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki, örtünmek dinin bir emridir ve Atatürk, dinimizin en son ve mükemmel din olduğunu çeşitli vesilelerle bir çok defalar ifade etmiştir.