Kitap kısa kısa insanların İslâm'ı, Müslüman olmayı seçme hikâyelerini anlatıyor. Her hikâyede bambaşka duygulara girebiliyorsunuz, yüzünüzde sevinçle hüzün aynı anda asılı kalıyor. Ben özellikle ilki olan, Filistin-İsrail cephesinde Yahudilere hizmet etmek için oraya giden gencin Filistinlilerle diyaloğu ile İslâm'a giriş hikâyesinden çok etkilendim.(Biraz ağlamış da olabilirim. Allah Kudüs'ü, davayı sahipsiz bırakmayacak, bir kez daha gördüm, seçilenlere, imanı ispat edenlere ne mutlu.)
Diğer hikâyelerde ise hiç dindar yaşantısı olmayanından, dindar hayatı olandan, ateist olanından, her durumda insanların arayış niyetini Allah'ın nasıl da güzel bir sonla sonlandırdığına şahit oluyorsunuz.
Ve ekstra dikkatimi çeken bir diğer husus, bir çoğu hayatının dramatik bir döneminde din arayışına, mana arayışına başlıyor. Günümüzde mevcut dinini de böyle dramatik anlarda yitirenleri görünce durumun enteresanlığı karşısında insan gerçekten hayret ediyor. Allah demek ki derdi kimisine çiçek açsın kimisine kurumuş dalından dökülsün diye veriyor. Ne muazzam.
Tamam çok uzattım ama son olarak ben bu kitabı okurken hem çok duygulandım hem çok mutlu oldum. Her biri İslâm'a kavuşunca, Efendimiz'in(s.a.v) yağmur için "onun Allah'la akti yeni" ifadesi geldi aklıma, onların hâli de bana bunu hatırlattı.Bana hiçbir faydası olmayan bu eylemden etkilenmemin, mutlu olmamın tek sebebi ise İslâm'a duyduğum sevgi, İslâm'ın güzelliğinden başka bir şey değil. Bizi bu dine erdiren, gözümüzü açtığımız an itibariyle bu dinin etkisiyle filizlenmeyi nasip eden Allah'a hamdolsun.