Yazarın okuduğum üçüncü kitabı oluyor ve öncelikle şunu söylemek istiyorum. Her kitabında farklı bir anlatım, farklı bir tarz var ve her biri bir diğerinden daha zevkli okuma deneyimleri oldu benim için. Burma Günleri kitabını da en kısa zamanda okuyacağım. Takipte kalın. .
George Bowling 45 yaşında, takma dişleri var. Şişman ve göbekli. Kırmızı suratı, tereyağ rengi saçları ile kendisinin çok da fena olmadığını düşünüyor. Evli ve iki çocuk babası. Eşinden ve çocuklarından pek hoşlandığı söylenemez. Banliyölerde hala taksitkerini ödediği bir evi ve de arabası var. Haftalık 7 pound kazanıyor, eşinden gizli 12 puondu var .
.
Kahramanımız birinci dünya savaşına er olarak katılmış, rütbeli olarak bitirmiş. Savaşı, özellikle savaş sonrası dönemi ve sıkıntılarını yaşamış. Yıl 1938 ve yeni bir savaş kapıda. Savaşı ve özellikle savaş sonrası neler olacağını düşünürken hatırladığı ilk anılarından itibaren hayatını bir gözden geçiriyor. Çocukluk, gençlik anıları, ailesi, okulu, hobileri, ilk aşkı: sonrasında askerlik ve savaş dönemi. Savaş sonrası yaşadıkları, çalışma hayatı, evliliği. Hayatını değerlendirirken kendince bir plan yapıyor, çocukluk ve ilk gençlik yıllarının geçtiği , 21 yıldır gitmediği yere gitmeye ve içinde uhte kalan gölette balık tutmaya karar veriyor. Tabi 21 yıl çok şeyi değiştirmiş, bunu da yaşıyor...
Kitap ben diliyle yazılmış. Konuşur sohbet eder gibi akıcı bir dili var. Kahramanımız George Bowling'in duygusal dünyası ve psikolojisi ve savaş psikolojisi çok güzel bir şekilde yansıtılmış kitaba. Ben okudum. Çok da beğendim. Tavsiye ederim.