Nefes Nefese

Ayşe Kulin

Oldest Nefes Nefese Quotes

You can find Oldest Nefes Nefese quotes, oldest Nefes Nefese book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Dünyayı kavuran ateşin uzağında kalmayı başarmak pahalıya mal oluyordu hükümete. Evlerde kadınlar sonu hiç gelmeyen nakarat halinde pahalılıktan şikâyet etmekteydiler. Ankara'nın memurları bile bu kadar sıkıntı içindeyseler kimbilir yoksul Anadolu insanı ne durumdaydı. Devlet, memurunu kısmen koruyabilmenin gayreti içinde, Sümerbank mamullerini ve şekeri daha ucuza satıyordu onlara. Karaborsayı ve istifçiliği önlemek için karne sistemi getirildiğinden, nüfus cüzdanlarının içi damgalarla dopdoluydu. Tüm tedbirlere rağmen karaborsayı önlemek mümkün olamamıştı. Sürüyle açıkgöz, harp zengini olarak köşe dönerken, halk birçok ihtiyaç maddesini bulamamaktan, kuru ekmekle, tahılla karnını doyurmaktan ve pahalılıktan dolayı kızgın ve bezgindi. Hayati bir hedefe, ülkesini savaşa sokmamaya odaklanmış Milli Şef e ise, halkın şikâyetlerini iletmek mümkün olmuyordu. Ateşin taa en içinden geçerek gelmiş, savaş cehennemine bizzat tanık olmuş bir adam için, bu hedefin dışında her şey ikincil kalıyordu.
Vatandaş hiçbir şeyin farkında değildi. Kimsede, Türkiye Almanların veya Müttefiklerin yanında savaşa sürüklendiği takdirde, başlarına gelebilecek felaketin büyüklüğünü ölçebilecek bilinç yoktu, inönü'nün, Dışişleri mensuplarıyla el ele, nasıl ince, keskin bir bıçağın sırtında yürümeye çalıştığını nereden bilsinlerdi. Halkı paniğe sevk etmemek, zaten sıkıntıdan bunalmış milleti büsbütün zıvanadan çıkartmamak için, elinden geleni yapıyordu hükümet. Ama acaba hangisi daha iyiydi, gerçekleri olduğu gibi açıklamak ve olacakları göğüslemek mi, yoksa yavrularını üzmemek için korumacı bir tavırla onlardan kötü haberleri saklayan baba rolünü üstlenmek mi? Karar veremiyordu Macit.
Reklam
"ihtiyat her zaman iyidir," dedi Tarık, "ani bir hava saldırısı olursa maazallah, nereye saklanacak insanlar?" "Ancak eceli gelen ölür beyim," dedi şoför. Tarık, Türk insanının ruhuna sinmiş bu kaderci görüş karşısında ürperdiğini hissetti. Teslimiyet duygusunun sadece Doğu insanını esir aldığını zannederken, işte bir istanbullu şoför de aynı şekilde düşünüyordu.
Macit gülmemek için kendini zor tuttu, "inönü'nün kulağı ağır işitir ama kafası çok çalışır," dedi. "Şimdi Hitler Rusya'ya saldırınca iyice rahatladı. Biliyor musunuz, Hitler'in Rusya'ya saldırdığını sabaha karşı onu uykudan uyandırıp haber vermişler. Haberi duyunca kahkalarla uzun süre gülmüş, ingilizlere taraf olsaydı Hitler'le karşı karşıya kalmış olacaktık, inönü öyle bir plan yaptı ki, Almanlarla ve ingilizlerle ne yandaşız ne de düşman. Üstelik ingilizler bizden Almanlarla iyi geçinmemizi istemeye başladılar."
Rifka Mitrani, Lyon'a Paris'ten, Paris'e ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında kocasıyla birlikte istanbul'dan gelip yerleşmişti. Atalarının İstanbul'a varışıysa, 1492 yılının Ağustosu'na düşüyordu. Çünkü aynı yılın Mart ayında, ispanya Kral ve Kraliçesi Don Ferdinando ve Dona Izabella'nın birlikte imzaladıkları bir fermanla, ispanya sınırları
Koskoca yeryüzünde insanoğlunun birbirine eziyet etmeden yaşayacağı bir köşe bulunamaz mı acaba?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.