"Âşıka ta'n etmek olmaz mübtelâdur neylesü
Âdeme mihr ü mahabbet bir belâdur neylesün"
Âşığı ayıplamak doğru değildir, ne yapsın alışmış bir kere. İnsanoğluna aşk ve sevgi bir beladır ne yapsın.
Söyleşilmez çarh ile geh şöyle gâhî böyledir
Münkalîbdir bu cihânuñ resm u râhı böyledir
(Felekle konuşulmaz, bazen şöyle bazen böyledir. Bu cihanın usulü, yolu böyle değişkendir.)
Zâhid bize peymâne yeter sanma tehî-dest
Lâzım mı hemân sübha-i mercân elimizde
(Ey sofu! Bizim elimizi boş sanma! Elimizdeki kadeh bize yeter. Mutlaka elimizde mercân tesbih mi bulunması gerek?)
Nef'î'nin zamanın büyüklerinden Tâhir Efendi ile de karşılıklı Latifeleri olmuştur. Kendisine kelb diyen Tãhir Efendi' ye verdiği cevapla Nef'î, hakareti ince bir kelime oyunu ile aynen iade etmiştir:
Bana Tâhir Efendi kelb demiş
İltifâtı bu sözde zâhirdür
Malikî mezhebim benüm zirâ
İtikâdımca kelb Tâhirdür