Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nefs Psikolojisi

Mustafa Merter

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
…her insan kendi özel tımarhanesini sırtında taşır ve her an oradan bir deli lafa karışır!
İbadetlerimden aldığım eski hazzı artık niye alamıyorum? Bu sorunun cevabı şöyle olabilir mi: Sıdk-ı sadakatle eda edilen ibadetler, (Rabbimizin rızasını kazanmanın yanı sıra) bizlerde lâtif duyu ve duyguları geliştirdikleri, yani bizlere bir çeşit “haz” (mesela huşu, sekine, tevekkül vb.) tattırdıkları için de devamlılık göste rirler. Peki eğer biz, bizlerin o lâtif duygularını, tabiri mazur görün, bir vampir gibi emen sanal âlem tarafından sürekli emiliyor, yani himmetimizi yanlış istikamete yönlendiri- yorsak, bir tükenme yaşıyor olabilir miyiz? Var olan hayret yaşama potansiyelimizi, İlahî kökenli değil de, insan elinden çıkmış sahte, psödo-hayret yaşantılarında boşu boşuna heba ediyor olabilir miyiz?
Reklam
"Allah’ın öyle gizli lütuf ve ihsanları vardır ki: Onun gizliliği en zeki adamların sezemeyeceği kadar incedir. Nice kolaylıklar, güçlükten sonra gelir de mahzun gönüle ferahlık verir. Nice işler seni sabahleyin mahzun eder de akşamleyin sevindirir. Ne olursun, çok bunaldığın bir gün kendi kendisini birleyen Allaha itimat et." Hz. Ali (ra)
C.G.Jung
Dünyaya açılan ilk pencere “his”tir. His, bize bir şeyin var olduğunu bildirir. His, spesifik duyu organlarından birine (görme,duyma,tat alma, dokunma, koklama) özellikle bağlı olmayan genel bir algılama durumudur. Sonra yorum gelir; yani düşünce ve rasyonel akıl ile tanımlama. Daha sonra algılanan neyse, onun ‘değer’i devreye girer: duygu. Bu değer bize haz ve acı verebilir. Son olarak ‘sezgi’, duyu organlarının göremediği bir alternatif algılamayı devreye sokar. Bu, eşikaltı bir algılamadır; köşeyi dönmeden arkada ne olduğunu bilmek gibi.
Eşcinselliğe Paralel Giden Psikolojik Rahatsızlıklar
Eşcinselliğin, hem bedene hem de insan psikolojisine büyük zararlar verdiğini gördük. Peki, böyle bir hayat tarzının küresel bir hareket olarak bazı medya organları, akademik çevreler, sınır tanımayan “kulüp’ler ve politik yandaşları tarafından dünyaya normallik ve insan hakları olarak empoze edilmesi toplumu daha nerelere
Bu karmakarışık olan dünyada biz kim oluyoruz? Biz birer gölge varlık olmaktan, birer hiçten ibaretiz. Hiçbir harfle birleşmeyen, hiçbir nokta almayan elif gibiyiz. Bizden zuhur eden her hareket, her hâl, Onun esma ve İlahî sıfatlarının tecellisidir. Dünyanın rüya olduğunu sen bir bilgi olarak duydun, taklitle kabul ettin de, papağan gibi hiç heyecan duymadan; “Dünya bir rüyadır.” diyorsun. Hâlbuki arifler; peygamberin haber verdiği bu hakikati kendileri gördüler, ona göre bu habere uyarak yaşadılar. Sen yalnız geceleri uyumuyorsun ki, gündüz de uykudasın, rüya görüyorsun. Sen aslında bir gölge varlıksın; gölge teferruattandır. Asıl olan ay ışığıdır; yani sen de dâhil, kâinat, bütün varlıklar gölge gibidir; asıl var olan Cenâb-ı Hakktır."720
Hz.MevlanaKitabı okudu
Reklam
Bilme sürecinin en garip yönlerinden biri ise bilincin geçmiş ile akıp geçen zaman ile olan ilişkisidir. Bilme aslında bir kaynaştırma sürecidir. Hafıza depolarına yerleştirdiğimiz veriler; benzer bir nesne, olay veya insanla kaynaştığımızda devreye girer ve o anda gördüğümüz, yaşadığımız neyse ona artı bir değer katar.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.