Nereye Gidiyoruz Baba?

Jean-Louis Fournier

Oldest Nereye Gidiyoruz Baba? Posts

You can find Oldest Nereye Gidiyoruz Baba? books, oldest Nereye Gidiyoruz Baba? quotes and quotes, oldest Nereye Gidiyoruz Baba? authors, oldest Nereye Gidiyoruz Baba? reviews and reviews on 1000Kitap.
Nasıl oldu da baba olmak istedim? Kibirli olduğumdan mı? Kendimle öylesine gurur duyuyor­dum ki, dünyaya küçük "ben"ler mi salmak istedim? Tamamen ölmek istemiyordum, ardımda iz bırakmak iste­dim, beni takip edebilmeleri için mi? Bazen iz bıraktığım hissine kapılıyorum, ama çamurlu ayakkabılarla cilalı bir parkenin üze­rinde yürüyerek bırakılan ve küfrettiren izlerden.
"Handicape" kelimesini sevmiyorum. Bu İngilizce bir kelime ve "şapkanın içindeki el" anlamına geliyor. "Anormal" kelimesini de sevmiyorum, özellikle de bir ço­cuğa yakıştırıldığında. Peki normal ne demek? Olması gerektiği gibi, insanın olma­sı gerektiği gibi, yani ortalama. Ortalamaya dahil olanları pek sevmiyorum, ortalamanın dışında olanları, üzerinde olanları ve elbette, altında olanları tercih ediyorum, sonuçta herkes gibi değiller. "Diğerleri gibi değil" ifadesini tercih ediyorum. Çünkü diğerlerini her zaman sevmiyorum. Diğerleri gibi olmamak, bu illa ki diğerlerinden daha az iyi olmak demek değil, diğerlerinden farklı olmak demek.
Reklam
Hiç mutlu olmamış, dünyaya sadece acı çekmek için ufak bir gezinti yapmaya gelmiş olan birinin ölümü korkunç bir şeydir. Bir gülümseyişinin anısını saklamak bile çok zor.
Bir kuş icat ettim. Uçmazkuş koydum adını, tuhaf bir kuştur. Di­ğerleri gibi değildir. Yüksekten başı döner. Bir kuş için gerçekten talihsizlik. Ama ahlaklıdır. Engeli yüzünden kendini acındır­mak yerine, bununla dalga geçer. Ne zaman birisi uçmasını istese, bunu yapmamak için mut­laka eğlenceli bir bahane bulur ve herkesi güldürür. Hem yüz­süzdür de, uçan kuşlarla dalga geçer, normal kuşlarla. Sanki Thomas ve Mathieu sokakta karşılaştıkları normal ço­cuklarla alay eder gibiler. Tersine dünya.
Her şey düzene giriyor, Thomas gün geçtikçe ağabeyine benzeyecek. Dünya ikinci kez başıma yıkıldı. Doğa beni kötü cezalandırdı. Fransız Televizyonu bile, kahramanı sarsıcı kılmak ve hane halkını göz yaşlarına boğmak için böyle bir durumu bir filmde kullanmaya cesaret edemezdi; abartılı kaçar, ciddiye alınmaz ve de komik olur endişesiyle. Doğa bana, hayran olunacak baba başrolünü bahşetti. Benim yapım bu role uygun mu? Hayran olunacak mıyım? Ağlatacak mıyım yoksa güldürecek miyim?
... belki de kendimle dalga geçmek istemiştim. Kendi zavallılığımla dalga geçebileceğimi kanıtlamak istemiştim.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.