Kendini Gerçekleştirme Mücadelesi

Nevrozlar ve İnsan Gelişimi

Karen Horney

Featured Nevrozlar ve İnsan Gelişimi Posts

You can find Featured Nevrozlar ve İnsan Gelişimi books, featured Nevrozlar ve İnsan Gelişimi quotes and quotes, featured Nevrozlar ve İnsan Gelişimi authors, featured Nevrozlar ve İnsan Gelişimi reviews and reviews on 1000Kitap.
''Kişiye ideal benliğini aktüelleştırilmesinde yardımcı olan dürtüler arasında en aşırısı mükemmellik ihtiyacıdır.''
423 syf.
10/10 puan verdi
Kaygıyı, bireysel psikoloji kuramına bağlı kalarak, kişinin, potansiyelini bulup, kendini geliştirebileceği alanı keşfetmesinin/gerçekleştirmesinin önünde yatan hem çevresel hem de öznel engellerle karşılaştığında yaşadığı patolojik davranışlarda arayan Karen Horney'nin kaleme aldığı güzel kitabı. Konuya iki ana koldan yaklaşarak, hem insanın kendini gerçekleştirme/aşma arzusunun kökenine inerken hem de bireyin kaygı ve stres bozukluklarının kaynağına inmiş. Kendini aşma arzusun yani güç istencinin özünü oluşturan görkemlilik arzusunu etraflıca ele almış Horney ve buna bağlı olarak gelişen nevrotiklik olgusu üzerinden kaygı-stres bozukluklarına meşakkatli bir giriş yapmış. Benliğin baskılanması ve içsel buyrukların dayatmalarına dikkat çekerek istemediğimiz hayatın içinde nasıl debelenip durduğumuzu başarılı bir şekilde ortaya koymuş. Tabi buna bağlı olarak bir çok farklı kişilik tipi gelişiyor ancak Horney, her insanın kendine has bir özelliği olduğunu ve bu özelliklerinin üzerinden hareket ederek gelişme arzusu içinde olduklarını temele aldığı için sorunun her ne kadar ciddi bir içsel kaynağı olsa da asıl sorun dışsal, çevresel kaynaklı olduğunu öngörür. Çünkü kendi içinde kendini engelleyen insan, mutsuzlaştıkça çevresine yansıtmaya başlar. Bu noktadan sonra sorun artık çevreseldir. Kitap oldukça başarılı ancak kuramsal bir dil hakim olduğu için sıkıcı gelebilir. İlgilisine şimdiden keyifli okumalar.
Nevrozlar ve İnsan Gelişimi
Nevrozlar ve İnsan GelişimiKaren Horney · Sel Yayıncılık · 2017170 okunma
Reklam
''Gerçekten hissetmekle öyle gözükmek birbirine öyle çok benzer ki, çoğu insanın kafasında, bu ikisi arasındaki farka ilişkin anlaşılır bir bulanıklık oluşur.''
"İster totaliter bir ülkede yaşayın, ister özel nevrozunuzla yaşayın pek fark etmez. Her ikisinde de bütün meselenin benliğin mümkün olduğu kadar acı verici bir biçimde yok edilmesi olduğu toplama kampında bulursunuz kendinizi."
Benliğin yitimi, der Kirkegaard, ölümle sonuçlanacak hastalıktır.
''İnsan, enerjisinin büyük bir kısmını, katı bir içsel buyruklar sistemi ile kendini tam bir mükemmellik örneği olarak biçimlendirmeye harcar. Çünkü Tanrısal bir mükemmellik imgesinin gerisinde kalan hiçbir şey, onun kendisine ilişkin kurduğu ideal imgesini karşılayamaz.''
Reklam
Gurur ne kadar egemen olursa, kişi de o derece, yaşama yönelik duygusal tepkisini yalnızca gururuyla biçimlendirebilir. Sanki gerçek benliğini ses geçirmez bir odaya kapatmıştır ve yalnızca gururun sesini duyabiliyordur.Dolayısıyla, kendini tatmin olmuş ya da olmamış hissetmesi;kederli yada sevinçli hissetmesi;insanlarda hoşlandıkları ya da hoşlanmadıkları şeyler ağırlıklı olarak gurur tepkilerinin sonuçlarıdır. Aynı şekilde, bilinçli olarak hissettiği acı ağırlıklı olarak gururunun acısıdır.Bu dışarıdan görünmez. Başarısızlıklarından, suçluluk duygularından, yalnızlıktan, karşılık görmeyen sevgiden acı çekiyor olduğu öylesine inandırıcı gelir ki ona. Ve bunlardan acı da çeker aslında. Ancak mesele şudur :Acı çeken kimdir? Analiz sırasında acı çekenin ağırlıklı olarak gururlu benliği olduğu ortaya çıkar. Acı çeker çünkü üstün başarı elde edemediğine, yaptıklarıyla mükemmelliğin zirvesine çıkamadığına, her zaman peşinden koşulacak denli dayanılmaz bir çekiciliğe sahip olamadığına, herkesin onu sevmesini sağlayamadığına inanmaktadır. Ya da acı çekmektedir çünkü başarıyı, popülerliği ve benzerlerini hak ettiğine inanmaktadır ve insanlar onun kıymetini bilmemektedirler.
Sayfa 184 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
"Bana aşık olmasını istediğim erkeğin, bunu yapmaması düşü­nülemez," dedi. Bu konudaki hak istekleri, dinsel terimlerle özgün bir biçimde su yüzüne çıktı: "Yakardığım her şey bana verilir." Bu hanımda hak taleplerinin bir de tersyüz edilmiş yanı vardı. Eğer bir arzu yerine getirilmezse bu, kabul edilemeyecek bir yenilgi olaca­ğından, bir "başarısızlık" tehlikesiyle karşılaşmamak için birçok ihtiyacını sıkı bir kontrol altında tutuyordu.
''Elverişli koşullar altında insan enerjisi, kendi potansiyellerinin gerçekleştirilmesinde kullanılır. Ve böyle bir gelişme tek biçimli olmaktan uzaktır. Bireyin kendine özgü yapısına göre, becerilerine, doğal eğilimlerine ve yaşamını etkileyen eski-yeni koşullara göre birey, daha yumuşak ya da daha katı, daha sakınımlı ya da insanlara daha çok güvenen, az ya da çok öz-güvenli, daha içe dönük ya da daha dışa dönük bir insan olabilir ve kendine özgü beceriler geliştirebilir. Ama izlediği yol onu nereye götürürse götürsün, geliştirebildiği şeyler onun kendi potansiyelleri olacaktır.''
Erotik sevgi, bu tipi yüce doyum olarak büyüler. Sevgi, bütün sorunların tükendiği cennete: Yani, yitiklik, suçluluk, yalnızlık ve değersizlik duygusunun bulunmadığı; kendisi için sorumluluk di­ye birşeyin olmadığı; kendisini umutsuzca donatılmamış hissettiği acımasız bir dünyayla arasındaki mücadelenin bittiği cennete kesil­miş bir bilet gibi gözükmelidir, böyle de olur. Bunun yerine sevgi koruma, destek, sevecenlik, yüreklendirme, yakınlık, anlayış vaad eder gibidir. Sevgi ona bir değerlilik duygusu verecektir. Bu onun yaşamına anlam verecektir. Bu, kurtuluş ve iyileşme olacaktır.
292 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.