Ney'in Sırrı

Beşir Ayvazoğlu

Ney'in Sırrı Sözleri ve Alıntıları

Ney'in Sırrı sözleri ve alıntılarını, Ney'in Sırrı kitap alıntılarını, Ney'in Sırrı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çok insan anlayamaz eski musikimizden Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden
Sayfa 90 - Yahya Kemal
Hemen herkes kendi ömrünün rüzgârında dağılmış gibiydi...
Reklam
Ney gibi âşık-ı demsâz buldum kendine Sırr-ı aşkı söyledim hemraz buldum kendime Şeyhülislâm Yahya
Hâlâ ayrılıklardan şikayet eden ney’in ‘biricik sırrı’ hakikaten ‘hasret’tir. O halde “Bişnev in ney...”
Sayfa 199Kitabı okudu
Kırılmış bir ney ki son yoldaşımdır!
Sayfa 129 - Faruk Nafiz
Eski şairler (Mevlâna, Nedim, Şeyh Gâlib, Fuzuli, Nâilî vs.), söz birliği etmişçesine ney'in ateş gibi yakıcı nağmelerinden dem vururlar. Sâkıp Dede'ye göre ise bu ses "aks-i nidâ-yi cân-1 cihân" olduğu için yakıcıdır.
Reklam
Bana musikimiz tek bağlanış noktası gibi geliyor. Kim bilir, belki bir gün yalnız onunla kendimizi anlayacağız. Ahmet Hamdi Tanpınar Sanhenin Dışındakiler
Galata Mevlevihanesi neyzen başının vefat etmesinin ardından, takribi 40 yaşında, Şeyh Ataullah Dede’nin Hüsameddin Dede’ye mektup yazması üzerine Aziz dede İstanbul’a gelir. O yıllarda Galata Mevlevihanesi Ataullah Dede’nin meşihatinde (1871-1910) en parlak dönemini yaşamakta ve son derece canlı bir kültür merkezi olarak faaliyet göstermektedir.
Reklam
"Emin Dede sadece büyük bir neyzen değil, aynı zamanda hâfızasına aldığı binlerce eseri kendisinden sonrakilere aktarmak suretiyle, son derece kritik bir dönemde, geleneğin ciddi bir kırılmaya uğramadan devam etmesini ve bugüne ulaşmasını sağlayan üç beş kişiden biridir."
Hüsameddin Dede’den meşihatinde bin bir günlük çilesini tamamlayarak dede ünvanını kazanan Aziz Dede, çilesi sırasında üstad bir neyzen olarak yetişmiş, kamışlıktan koparıldığı günden beri ayrılıklardan şikâyet eden bu garip sazdan o kadar gür ve etkili sesler çıkarıyormuş ki, şöhreti çok geçmeden İstanbul’ ulaşmış.
"Nây/ney adı verilen ve kamıştan yapılan nefesli saz, o zamandan beri,dilinden anlayanlara bu yakıcı sırrı açıklamakta, mutlak güzellliğe( hüsn-i mutlak) duyulan derin aşk ve hasreti dile getirerek ayrılıktan şikaye edip durmaktadır."
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Fahri Celal Göktulga Vakit gazetesinde çıkan bir yazısında Hocası Emin Dede’nin tam manasıyla halis bir Türk olduğunu söyle ve şöyle devam eder: “Zannederim hiçbir ihtirası, pul fikri, hata otomobil gürültüsü bile evin huzuruna giremedi. Üstü halılarla örtülü sedirlerde diz çökülür, oturulurdu. Sokak kapısının önünde pabuçlar çıkarılır, terlikler giyilirdi. Orada elektrik ampulleri bile birer kandil tevazuu ile titrerdi. O evde sesler musiki, rüzgarlar beste, muhavere edep, ziyaretçiler tevazu sahibi idiler
Emin Dede sadece büyük bir neyzen değil, aynı zamanda hafızasına aldığı binlerce eseri kendisinden sonrakilere aktarmak suretiyle, son derece kritik bir dönemde, geleneğin ciddi bir kırılmaya uğramadan devam etmesini ve bugüne ulaşmasını sağlayan üç beş kişiden biridir. Kendisinden ney meşk edenler dışında, “kıraaten mısiki” öğreterek “mahfuzatı”nı aktardığı Kemal Batanay ve Sadeddin Kaynak gibi seçkin talebeleri de vardı
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.