"Bugünkü edebiyatımızda da aşk duygusunun gereken önemi kazandığı söylenemez. Küçük hikâyelerimizi, son romanlarımızı hatırlayın. Göreceksiniz ki kadın-erkek bağlantılarının ele alındığı örnekler üç beş parçayı aşmaz. Aşksızlık, edebiyatımızın önde gelen niteliklerinden biridir. Edebiyatımızın böyle oluşu sebepsiz değildir. Şunu kabul etmek gerekir ki toplum olarak aşk henüz bizim hayatımızda gereken önemi kazanmamıştır."
"Şair, gerçekten şairse, gerçekten şiir söyleyebilecek güçte ise, bunun için gelmişse dünyaya, kendini dinlemeli, kendine kulak vermeli, kendinde oluşan şiiri söylemelidir."
"Şunu iyice bilmemiz gerekir ki, barış da, hürriyet de aşktan ayrı dilediğimiz şeyler değildir. Barış istiyorsak, boş yere hır çıkarmak için istemiyoruz. Süs değildir bu kavramlar. Alıp rafa koyacak değiliz. Barış istiyorsak, hürriyet istiyorsak, daha mutlu bir hayat sağlamak için istiyoruz. Daha güvenle sevişmek, mutluluğumuzu pekleştirmek için istiyoruz.
Kendi payıma aşkı bilmeyen, tanımayan insandan korkarım. İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. Hangi politik kanıda olursa olsun, ne iş görürse görsün, gönlünde aşkı yaşatmamış insanın elinden çıkacak iş eksiktir. Kusurludur. Eli titremeden ölüm kararlarını imzalayan, savaşları kışkırtan, yalanı dolanı, para, pul dalaveralarını tezgâhlayan onlardır. En acınacak en yoksul kişilerdir böyleleri.
Bütün güzel şeylerin başında aşkı buluruz ararsak. Ölümün, ümitsizliğin düşmanı, cesaretin, çalışma gücünün, bütün inançların dostu, yaratan yaşatan duyguların en güzeline saygı göstermek borcumuzdur. Bir şair arkadaşım, mektuplarından birinde, 'Bir kişiyi seven bütün insanları sever,' diyordu. Kimse bu sözün doğru olmadığını savunamaz. "