Nikah, şahısların durumuna göre farz, vacip, sünnet-i müekkede, mekruh ve haram olur.
Nefsini zinâdan koruyamayacağı muhakkak olan kimseye, maddi durumu da mehir ödemeye ve nafakayı temine müsâit ise, nikah farz olur.
Nikah yapıldıktan sonra - aralarında henüz halvet ve zifaf olmamış olsa dahi - zevc ile zevcenin karşılıklı olarak her birisinin diğerinde verâset hakkı sâbit olur.
Mehr-i muaccelini almış olan bir kadın kocasının evinde oturmaya mecbur olur.
Zevcinin (kocasının) izni olmaksızın meşrû bir özür yoksa başka yere çıkıp gidemez.
Nikah esnasında icab ve kabule dair sözleri işiten hür iki müslüman erkek veya bir müslüman erkekle, iki müslüman kadın şâhidin bulunması şarttır.
Şâhitler kadın ve erkeğin babası veya oğulları olabilir.
Şâhitlerin ikisinin de, erkek ve kadının sözlerini aynı anda işitmeleri şarttır. Şâhitsiz nikah sahih olmadığı gibi şâhitler iki tarafın sözlerini ayrı ayrı işitseler yine nikah sahihi olmaz.