En Eski Nikah Risalesi kitaplarını, en eski Nikah Risalesi sözleri ve alıntılarını, en eski Nikah Risalesi yazarlarını, en eski Nikah Risalesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nikâh, "tezevvüc ettim, nikâhladım, nikâh ettim, nikâhla aldım,tezvîc ettim, nikâhla verdim" gibi kat'iyyet ifade eden mâzî (geçmiş zaman) sözleri ile olmalıdır.
"Alıyorum,alırım,veririm,veriyorum" gibi sözlerle nikâh olmaz.
Îcâb ve kabûlü erkek veya kadının önce söylemiş olması fark etmez.
Meselâ, bir kimse şâhitler huzûrunda bir kadına, "seni zevceliğe kabûl ettim" deyince, kadın da "ben de zevceliği kabûl ettim" derse nikâh yapılmış olur ki, erkeğin sözüne îcâb, kadının sözüne kabûl denir.
Veya aksi olarak, bir kadın şâhitlerin huzûrunda bir erkeğe "beni kendine, âileliğe kabûl et" dese, erkek de "kabûl ettim" dese nikâh bu şekilde de yapılmış olur. Burada kadının sözü îcâb, erkeğin sözü kabûl olur.
Şarta bağlanan nikahlar sahih değildir.
Meselâ, erkek kadına " Şu işim olursa seni eş olarak kabûl ettim " veya kadın erkeğe " Şu işim olursa sana eş olmayı kabul ettim " dese nikah sahih olmaz.
Nikah esnasında icab ve kabule dair sözleri işiten hür iki müslüman erkek veya bir müslüman erkekle, iki müslüman kadın şâhidin bulunması şarttır.
Şâhitler kadın ve erkeğin babası veya oğulları olabilir.
Şâhitlerin ikisinin de, erkek ve kadının sözlerini aynı anda işitmeleri şarttır. Şâhitsiz nikah sahih olmadığı gibi şâhitler iki tarafın sözlerini ayrı ayrı işitseler yine nikah sahihi olmaz.
Mehr-i muaccelini almış olan bir kadın kocasının evinde oturmaya mecbur olur.
Zevcinin (kocasının) izni olmaksızın meşrû bir özür yoksa başka yere çıkıp gidemez.