Melike'yi götürdüler...
Kütükler çakılmış kızgın kumsala bağladılar...
"Bu sağlık elimdir" dedi, sağ bileğinden bağlanırken,"bu hep elinden tutmak istediğim,ama yüzünü bile hatırlayamadığım anneme uzanan elimdir,Allah'a feda olsun..."
Onu bağlayanlar da ağlıyordu...
"Bu sol elimdir" dedi,sol bileğinden bağlanırken,"bu elimle yazı yazamadım hiç,şayet yazsaydım; Allah yazardım,feda olsun Allah'a..."
Onu bağlayanlar da ağlıyordu...
" Bu sağ ayağımdır " dedi, sağ ayak bileği bağlanırken,"evladım Musa'ya her yönelişimde onun üzerine bastım,Allah'a feda olsun..."
Onu bağlayanlar da ağlıyordu...
"Bu sol ayağımdır" dedi, sol ayak bileği bağlanırken, "dünyayı sevemedim, sığacak bir ev bulamadım, lakin dünyalar Allah'a feda olsun...'
Onu bağlayanlar da ağlıyordu...
.
Nil,kız kardeşi için ağlıyordu o sabah...
İçindeki bütün balıklar,kıyılarındaki inciler, diplerindeki anemonlar, kenarlarındaki akasyalar, içlerinde dağların sırrını tutan çöller...
Hepsi ağlıyordu...
Ve ilallahi turceul umur...
.
.
Anneliğin yalnızca doğurmaktan ibaret olmadığını,anneliğin mucizesini, doğurmadan doğmak olduğunu,nefes olduğunu anlatan, iki anne bir oğul hikayesi kesinlikle mükemmel bir dille anlatılmış.
Hz. Asiye'nin Allah'a adanmış kalbi, Hz. Musa (A.S.) nın doğuştan Allah'ın mücizelerine nail olduğu ve öz annesi(biyolojik) Yakobed'in teslimiyeti,cesareti hayatamızı anlamlandırmamıza yardımcı olacağına inanıyorum.
.
Tavsiyemdir.
.
Not:fazlasıyla betimleme mevcut,sakin kafa ile okunmalı ve ayrıntılara özen gösterilmelidir.