En Yeni Nisan Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nisan sözleri ve alıntılarını, en yeni Nisan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nisan'ın Notu Çerçeve açılır ve metin burada biter. Bu kadar basit. Bu kadar basit mi sahiden? Bu kadar basit mi sahiden? Şimdi sorular kafamın içinde dönüp duruyor: Bu mavi gözlü yabancıya çerçeve öykümü anlatacak mıyım? Ayhan'la Karadeniz'in karanlık sularına bakarak, gözlerimi kapatmayı bilmeden öpüştüğümü; Ayhan'ı Venedik'te terk ettiğimi (yoksa aslında o mu beni terk etmişti?); bu çerçeve öyküyü ne kocama ne de Omar'a anlattığımı; aydınlık bir yaz gecesinde o kumsala omuzlarımda yıldız tozlarıyla indiğimi ve Hiroşima Sevgilim'i bir çok kez seyret- tiğimi; bu çerçeve öykünün beni damgalayıp, belirlediğini? Bunları anlatıp çerçeveyi sahiden açabilecek miyim? Öteki şeyleri anlatabilirim: Durumsuzlar koyunu; Omar'ı da bırakıp gittiğimi; güneş enerjisini o kocaman akülere nasıl aktardığımı; Afrika'daki o otel odasına sızan flüt sesini; geri dönüşümü; geçmişimi değiştirmeye uğraştığımı; kırmızıya boyadığım o tabureyi; Ada'da kaybolan oyuncu kadını; o vahşi bahçeyi; o soğuk ülkedeki pansiyoncu kadını... Bunlar belki anlatılabilir. Şehrazad olsa anlatırdı, ama ben Şehrazad'tan önce boynu vurdurulan o öteki kızlardan biri de olabilirim! Sonra bir soru daha var: Neyi anlatırsam anlatayım, hangi dilde anlatacağım: Matematikçinin dilinde mi, bilim tarihi dersleri veren akademisyenin dilinde mi, yoksa Spor Akademisinde çalışan koşucu kızın dilinde mi? 163
küçük mavi gezegenim benim seni seviyorum
Reklam
Bir tane Şehrazad'ın çıkıp, kızları kurtarabilmesinden önce pek çok genç kız yok olmuştu, hiçbir okuyucunun kendini özdeşleştirmek istemeyeceği, adı sanı bilinmeyen pek çok genç kız.
Sayfa 155
Ölümü dışlaştırmış, yaşamı sürekli kılmak istemiştim. Şimdi, motorda giderken, denizin sonsuz gibi görünen düzlüğü içinde bu girişim aptalca geliyordu. Ölümü göze almadan yaşam da olmayacaktı belki?
Sayfa 153
Ölmeyi göze alamamıştım ama yaşamayı da becerememiştim.
'Düşün ki ben bir kadın pilotum. Benim kullandığım uçağa binip, gözünün cam mavisini vurgulayan lacivert kostümünle, 18 saat güneşi kovalayarak benimle uçabilir misin?'
Sayfa 143
Reklam
Gerçekten de doğup büyüdüğümüz kent çılgın bir karmaşayla dolu, müthiş bir çelişki yığınıydı. Bu karmaşanın içinden birbirine benzeyen biçimleri saptayıp ayırmak, tek tek öğrenip kavramak hemen hemen olanaksızdı. Oysa arkadaşım, yalından karmaşığa doğru giden bir öğrenim ortamı arıyordu. 'Hepsini tek tek öğrenip sonunda karıştırmalıyım' diyordu. Her şeyi, ama her şeyi, en soyut kavramları, en soyut oluşları bile dansa dönüştürebilmeliyim. Ve sonunda verilmiş ortamları değil, içimde birikeni, kendi üretimim olanı kurabilmeliyim. Burası, içinde yaşadığımız bu kent ancak usta bir yorumcunun, bir yaratıcının son durağı olabilir... ya da çıkış noktası, dedi ve gitti.
''Gece Yarısından Sonra İstanbul'da Satılan Güllerin İstanbul'da Kaldığına Dairdir.''
Sayfa 130
Böyle düşündü Nisan. Bunu yapabilmek için geçmişini değiştirmesi gerekiyordu. Geleceği değiştirmek, yapılmış planlardan vazgeçmek, başka seçeneklere yönelmek kolaydı da, geçmişi değiştirmek zordu. Neyi silecekti?
Sayfa 127
Dünya kavramını nasıl soyutlamalıyız ki, hem genel kavramlarla büyük boyutlarla iş görebilelim, hem de kimsenin yaşamını, geleceğini mahvetmeyelim? Ve sevinci nasıl bir dengede tutmalı ki, gereğinden fazla acılı olmasın? Ve acılarla sevinci nasıl bir dengede tutmalı ki, ikisi bir olup düşüncenin yerini almasın? Ve düşünceleri nasıl bir seviyede tutmalı ki, insana verdikleri acı düşünme isteğini uyandıracak kadar sevindirici olsun? Nasıl yaşamalı?...
Sayfa 122
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.