Niyâzî Mısrî Divanı İlâhiyyat ve Açıklaması - Cilt 1

İhramcızâde İsmail Hakkı Altuntaş

Sayfa Sayısına Göre Niyâzî Mısrî Divanı İlâhiyyat ve Açıklaması - Cilt 1 Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Niyâzî Mısrî Divanı İlâhiyyat ve Açıklaması - Cilt 1 sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Niyâzî Mısrî Divanı İlâhiyyat ve Açıklaması - Cilt 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan gerçeği aramalı, hakikate yönelmelidir. Gerçek ve hakikat farklı mıdır? Olan somuttur. Olması gerekense soyuttur. Olması gereken idealdir. İdealler insanın yaşamasını anlamlı kılar. Beş duyumuzla temasa geçtiğimiz, daha üst melekelerimizle algılayabildiğimiz, deney ve tecrübeyle bilgi haline getirebildiğimiz, akılla kontrol edebildiğimiz her şey gerçektir. Bu gerçekleri de içine alarak, fakat bunları aşan gerçeği elde etme yol, metot, organ ve melekelerimizi de aşan temel gerçeğe hakikat diyoruz.
İlahî seni tanıtan ve senden haber veren bir dile azab etme! Senin varlığına delâlet eden ilimlere bakan gözlere azab etme! Senin hizmetinde koşan bir ayağı, Rasûlü'nün hadislerini yazan bir eli azabına hedef etme! Rabbim‐ İzzetin Hakkı için beni Cehenneme sokma. Zira erbabı, benim, senin dinini savunduğumu bilir. Allahûmme Âmin. İmam İbn’ul Cevzî(1)
Sayfa 7 - Gözde Matbaacılık
Reklam
Arapça yollar manasına gelen Târikat
Târik kelimesi bugünkü Türkçemizdeki Doruk kelimesiyle aynı kıymettedir. Doruk dağların Tepesindeki sivri ve çıplak yerlere verilen isimdir. Târik kelimesini ta ve rik olarak ikiye ayırabiliriz. Ta kelimesi aslında: Tağ idi. Tağ bütün Türk lehçelerinde bildiğimiz dağ yani cebel manasındadır‐ Figüre manada ise büyüklük, yükseklik, üs, kuvvet ve kudret irade eder.
Kuranı Kerim, tekrar tekrar ve ısrarla bizden, kâinatın, tarihin, insanın ve toplumların araştırılmasını ister ve bizi bunları anlamaya yönlendirir.(*3*)
Sayfa 8 - Gözde Matbaacılık / (3) (Heyet, 2008), s.14
Bir esasa dayanmadan söyleyen, hiçbir şey söylememiş demektir.
Sayfa 8 - Gözde Matbaacılık
** İnsanın mistik arayış ve rûhânî ihtiyaçları her zaman ve her toplumda var olduğu için İslâm kültür ve medeniyeti dairesinin “olmazsa olmaz” bölümlerinden bir tanesi de tasavvuf olmuştur. ***
Reklam
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.