Nöbet Çiçeği

Candan Selman

Nöbet Çiçeği Gönderileri

Nöbet Çiçeği kitaplarını, Nöbet Çiçeği sözleri ve alıntılarını, Nöbet Çiçeği yazarlarını, Nöbet Çiçeği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yani ben hep aşığım sanıyordum. Ama hiç böyle olmamıştı. Kendimi havalanmış bir poşet gibi hissediyorum. Rüzgarın boyunduruğu altında bir o yana bir bu yana savruluyorum. İçim bir hava doluyor havalara uçuyorum, bir boşalıyor yerde sürünüyorum. Kendi ağırlığım yok, varlığıyla doluyum, yokluğuyla boş.
172 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Şimdi ben bu kitabı niye okudum, ya da adı Nöbet Çiçeği olan bir kitap okunur mu gibi soruları önemsemeyerek öncelikle kitabın konusuna odaklanmak istiyorum. 3 şişe ve 15 kadeh şaraptan oluşan bir kitap Nöbet Çiçeği. İki kadın kahramanımız Vildan ve Derin her bölümde bir kadeh şarapla kitabı bitirtiyorlar bize. Evet iki kadın var kitapta,
Nöbet Çiçeği
Nöbet ÇiçeğiCandan Selman · Kafe Kültür Yayınları · 20181 okunma
Reklam
"Evet, bir de tuvalete gideyim. Geldiğimden beri gitmedim. Yusuf Atılgan, Aylak Adam kitabında okuduğu bir romandaki karakter için, " Hiç miçişi gelmedi? İnanılacak şey değil." der. Biz de seninle birer roman karakteri olsaydık burada bütün gece şarapları içip öylece oturamazdık. Arada tuvalete gitmemiz gerek"
Sayfa 62 - 7. KadehKitabı okudu
"Kaçak Gelin filmini bilir misin? Julia Roberts ve Richard Gere'in? "Yok, sanırım izlemedim." "Julia yumurtayı nasıl sevdiğini bilmez. Aşka dair yaşadığı bütün sorun buradan kaynaklanır. Sevgilileri yumurtayı nasıl seviyorsa, o da onlar uyum sağlar. Bir ilişkide sürekli yağda kızarmış yumurta yerken, diğerinde haşlanmış yer mesela. Çünkü kim olduğunu bilmiyordur. Birlikte olduğu adamın hayatını yaşıyordur. BUnu ben de bilmiyorum galiba." Derin arkasına yaslandı. Şarabından bir yudum aldı. "Sen yumurtayı nasıl seversin Vildan?" "Ben yumurta sevmem."
Sayfa 44 - V.KadehKitabı okudu
Yani ben hep aşığım sanıyordum. Ama hiç böyle olmamıştı. Kendimi havalanmış bir poşet gibi hissediyorum. Rüzgarın boyunduruğu altında bir o yana bir bu yana savruluyorum. İçim bir hava doluyor havalara uçuyorum, bir boşalıyor yerde sürünüyorum. Kendi ağırlığım yok, varlığıyla doluyum, yokluğuyla boş.
Sayfa 27 - I.Şişe II.KadehKitabı okudu
" Mutluluk" ve “Mutfak" kelimelerinin ilk hecesinîn aynı olması bir tesadüf olamazdı. Sofra demek, aş demek hayata bağlı kalmayı sürdürmek demekti. Pişen bir yemek, her şey yolunda demekti. Dumanı tüten bir çaydanlık, ocakta ısınan bir tencere, fırında kabaran bir kek ve kızaran ekmekler. Buğulanan pencereler, etrafa yayılan kokular ve masaya buyur edilen insanlar. Kahvaltının mutlulukla olan ilişkisinden çok daha fazlası mutfakta vardı.
Sayfa 18 - I. KadehKitabı okudu