Northanger Manastırı isminden dolayı uzak durduğum, şöyle kasvetli bir şeyler okuyacağım hissi veren bir kitaptı. Ama ben ne çok yanılmışım. Yazarın öyle tatlı bir mizah anlayışı var ki, bırakın tebessümü insan sesli gülüyor okurken. Yazar karakterleriyle sevimli sevimli dalga geçmiş. Müthiş bir ironi yeteneği sergilemiş diyebilirim.
19. yüzyıl başları İngiliz kültürünü ve aile hayatını konu alan eserde; kitabın (yazarın deyimiyle) kahramanı taşralı bir genç hanım. Hem de 17 yaşında. Hâl böyle olunca da tahmin edersiniz ki entrikalar, balolar, danslar ve aşklar olmazsa olmaz.
Tüm bunların yanı sıra, sözde medeni ama özünde erkek egemen toplumun, kadına bakışını çok nülteli örneklerle konu edinmiş sevgili Jane Austen.
O dönem böyle bir eserin nasıl ses getirdiğini tahmin edebiliyorum. Ama maalesef Northanger Manastırı yazarın ölümünden sonra yayımlanmış.
Jane Austen'in Aşk ve Gurur eseri kadar tanınmış olmasa da, en az onun kadar güzel bir eser olduğu kanaatindeyim. Klasik seven arkadaşlar özellikle sizlere tavsiyemdir efendim.
Kitapla ve sevgiyle kalın...