Klasikleri farklı bir boyuta taşımış Victor Hugo ve onun Notre Dame'ın Kamburu...
Hugo'nun şu özelliği çok hoşuma gidiyor: onun klasiklerini okurken sıkılmak neredeyse imkansız.
Notre Dame'ın Kamburu zamanın Parisinde geçen olaylar bütünü halinde. Toplumun tahlili muhteşem bir şekilde yapılmış. Ve aşk kavramını farklı şekillerde anlatmış. Romanda üç çeşit aşk var: iki tanesi günümüzde çok yaygın. İlk aşka değinmek istiyorum biraz. Kişi sevdiğinden bahsediyor fakat karşı taraf onu sevmediğini belirtince çılgına dönüyor. Ya benimsin ya kara toprağın tarzı bir aşk. Zarar veren, yok eden...
İkinci aşk ise amaca ulaşmak için söylenen yalanlardan ibaret. Karşı taraf onu seviyordur, fakat kişi kötü arzuları için sevdiği yalanını ortaya koymaktan çekinmez.
Üçüncü aşk ise çok nadir görülen ve gerçek aşk diye tabir edeceğimiz türden. Kör, sağır, dilsiz... Bir beklenti yok, zarar verme yok, karşı tarafın onu sevmediğini bildiği halde her türlü tehlikeyi göze alan, üzülmemesi için yalan bile söyleyen biri...
Hugo bu olaylar bütünlemesinde kişileri, toplumu, saray kişilerini sıkı bir tahlilden geçirmiş. Yaşanan olayların o gün için sıradanlığı romana bir gerçeklik katıyor.
Ayrıca sade bir dil kullanılmış ve bu romanı daha da etkili bir hale getirmiş. Harcayacağınız zamana değecektir muhakkak. Tavsiye ederim.