kitap yorumlarım ya çok sevdiğim için uzun oluyor ya da çok hata bulduğum için. Bu kitapta ise hata bulacak bir nokta bile yoktu ki..
Yine keşke devamı yazılmasaydı dediğim bir kitabın yorumu ile geldim karşınıza. Kitabı sevenlerden şimdiden eleştirilerim için özür diliyorum. İ
İlk kitabı çok sevmiştim, tam bir gençlik kitabı, gizem, heyecan, entrika, bulmacalar ile örülmüştü kitap. Kitabı okurken kendimi November yerine koyabiliyorduk.
Gel gelelim ikinci kitap bomboştu. Konusu? Yok. Akış? Yok. Heyecan? Yok. Entrika? Yok. Dört yüz sayfa boyunca iki üç bilmecenin peşinden gidiyoruz, araya bir iki kavga sıkıştırılmış oldu bitti.
Herkesin korktuğu, Hanedanların en büyüğü en güçlüsü diye adlandırılan bir Hanedana saldırmak, Kralını öldürmek bu kadar basit olmamalıydı.
November’ın tüm kitap boyunca bencilliği, sadece kendini ve babasını düşünüyor olması da ayrı bir boğdu beni. Sırf seriyi tamamlamak için okudum. Okuduğuma bin pişmanım açıkçası.