Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Nuhun Gemisi Reviews
You can find Nuhun Gemisi reviews, Nuhun Gemisi book reviews, Nuhun Gemisi ratings on 1000Kitap.
Nuh’un Gemisi; Yaşar Kemal’in 1951-1952 yılları arasında Anadolu’yu gezerek gazetede yayımladığı röportajlarından oluşuyor. Röportaj demek eksik kalır. Başından geçen birçok anı da yer alıyor serinin ilk kitabında. Özellikle Van ve Diyarbakır ile ilgili yazdıkları ne kadar realist ve cesur bir gazeteci olduğunu gösteriyor. Yaşadıklarını, düşüncelerini dönemin siyasetine rağmen korkmadan dile getirmesi ne güzel.
Yazdıklarında Anadolu halkının yoksulluğunu görüyorsunuz. Erzurum’daki depremde halkın yaşadıklarını hüzünle okudum. Yokluk ve soğuk bir arada. İstanbuldan Antep’e yaptığı yolculuk sırasında yaşadıklarını okurken bazen güldüm, çoğu zaman üzüldüm. Amasya’da yaşanan sel ve halkın yoksulluğu da yüzüme bir bir çarptı yine. Yaşar Kemal Anadolu’da yaşanan bunca acıyı, yoksulluğu, toprak beylerinin zulmünü birilerinden duyarak yazmamış. Bizzat gidip görmüş, konuşmuş, Erzurum’un soğuğunda çadırlarda uyumuş, Amasya’nın selinde ıslanmış, Antep’te kaçakçılarla 25 gün birlikte kalmış. Ve Ağrı Dağı’nın zirvesine tırmanmış. ‘Bir Ağrıdağı Efsanesi’ adlı eserinde bu kadar gerçekçi tasvirler olmasının; Romanlarında Anadoluyu, halklarını bu kadar güzel anlatmasının sebebi bu olsa gerek.
Yaşar KEMAL seyahatleri sırasında, Anadolu'nun pek çok yerindeki fakir halkın sefaletini, imkansızlıklarını, hastalıklarını anlatıyor. Bir bakıma geçmiş zamanda güzel bir yolculuğa çıkarıyor. Bazen trende, bazen tıkış tıkış bir otobüste, kamyonda, kokuşmuş gemi ambarında. Anadolu'nun neresinde olursanız olun, hep çile hep kepaze bir yaşantı göreceksiniz. Ağaların, paşaların, godomanların dünyasında ezilenler..
Hala da ders alınmayan şeyleri görüyorum, ihmalkar, özen gösterilmeme ve bu konuda ne zaman ders alırız bilmiyorum da..
Rahat yatağımda uzanmış elimin uzanacağı uzaklığa on kadar kitap dizmiş keyif yapıyorum. Beyaz Zambaklar Ülkesi'ni okuyorum bir süre. Her şey ne kadar güzel! Ütopya sanki. Tertemiz sokaklar, kültürün en üst seviyesi, refah seviyesi zirvede. Sanki bembeyaz mermer döşeli bir binaya girmişim. Öyle de güzel, göz alıcı. Sonra ona biraz ara verip
Bu Diyar Baştan Başa 1950-1952 yılları arasında canım Yaşar Kemal'in gazetecilik yaptığı dönemlerde Anadolu'yu gezerek yaptığı röportajlardan oluşturduğu bir seri. Serinin ilk kitabı da Nuhun Gemisi. Gezi notları, anı, röportaj bence hepsine biraz benziyor bu kitabın yazım tarzı. Yazar bu kitabı Diyarbakır'dan başlayarak Van'ı, Ağrı'yı, Erzurum'u, Çukurova' yı, İstanbul'u, Kırşehir'i gezerek yazıyor. Öyle bir yazıyor ki Diyarbakır'daki işsizliği, Erzurum'daki depremi, Çukurova'nın sıtmasını, Anadolu insanının yaşadığı zorlukları derinden hissediyorsunuz. Yazarın kaçakçılar ile geçirdiği zaman dilimini okurken ise heyecanlandım, korktum. Meğer bu kitabı yazmak için ne badireler atlatmış dedim kendi kendime. Muhteşem betimlemeleri ile ne kadar etkileyici olduğu zaten tartışılmaz. Doğrusu Ağrı dağına çıkmış kadar oldum. " Sait Faikle Görüşme" bölümünü de çok sevdim. Serinin devamını mutlaka okuyacağım. Size de tavsiye ederim. Yaşar Kemal'i okumak bambaşka bir şey.
NUHUN GEMİSİ
“ Şu insanoğlu anlaşılmaz bir muamma…”
1950lilerin Türkiye’sine Yaşar Kemal gözüyle bakıyoruz bu eserde. Bu Diyar Baştan Başa serisinin ilk kitabı Nuhun Gemisi. Diyarbakır’dan başlayıp Bitlis,Van, Erzurum,Amasya,İstanbul hattı boyunca devam eden ve Ağrı’da son bulan bir yolculuk.
Bir roman serisi diyemeyiz bu eser için çünkü Yaşar Kemal’in gazetecilik yaptığı yıllarda kaleme aldığı, anı , röportaj, deneme yazılarının karışımı bir eser. Tüm gerçekliğiyle yazdığı bir eser olmuştur. Hem kendi yaşadıkları hem de halkın içinde bulunduğu durumu ki buna sefalet demek daha yerinde olacaktır, en yalın haliyle anlatmıştır. Bu kez ayağımıza çakır dikeni batmasa da farklı acıları yine yüreğiminin ortasında hissedebileceğimiz bir yolculuğa çıkıyoruz.
“Sonra?”diyorum.
“Ağladım işte,”diyor.
“Başka bir şey olmadı mı?”
“Çok ağladım.”
Tayfun Talipoğlunun(Mekanı Cennet Olsun) Bam Teli programını izleyenler bilirler Anadolu’yu diyar diyar gezer ve kırsalın taşranın dertlerini dinlerdi. Yaşar Kemal de 1950 sonrası yılların Anadolu’sunun Bam Teline dokunmuş. Bu Diyarı baştan başa gezmiş.
NUHUN GEMİSİ “Bu Diyar Baştanbaşa” serisinde Yazarın 1950 ve sonrasında Gazetecilik yaptığı yıllarda; gezerek, görerek, konuşarak, konuşturarak anlatttığı söyleşi ve köşe yazısı tadında bir eser.
Yaşar Kemal’in harika anlatımıyla Diyarbakır’ın haraplığını, Erzurum’un Pasinler depremi sonrasında soğukmu daha kötü deprem mi dedirten sefaletini, Samsun’dan İstanbul’a bir gemi yolculuğunu ve benim de yeni öğrendiğim Ağrı Dağı tırmanışını okuyacaksınız.
Keyifli Okumalar.
Bu okuduğum 3. Yaşar Kemal kitabım severek ve çok beğenerek okumaya devam edeceğim . Nuhun Gemisi'ni daha bir başka sevdim ben. Okurken Diyarbakır'da , Van'da, Ağrı'da, Erzurum'da ve Amasya'da gezdim. Gemilere bindim,efsaneler duydum, insanlar gördüm,hatta biraz konuştum onlarla. Sonra çaresizliği gördüm, umudu gördüm ve bazen d
biraz korktum. Öylesine güzel bir kitap ki... okurken bütün insanlara yardım etmek istedim. Bir değil bir sürü şey öğrendim. Okuyun bu güzel adamı.
Uzun zamandır sınavlardan dolayı erteliyordum. Fakat sonunda bitirdim ve yazarın tüm bibliyografyasını tamamlamış oldum. Diğer kitaplarıyla aynı tatta film gibi akıp giden sürükleyici ve buruk bir novellaydı. Tavsiye ederim.
"Nuhun Gemisi", Yaşar Kemal’in ‘’Bu Diyar Baştanbaşa" serisinin ilk kitabı. Bu kitapta Yaşar Kemal'in usta bir yazar olmasının yanı sıra usta bir gazeteci olduğunu da görüyoruz. Cumhuriyet gazetesi yazarı olarak çalıştığı dönemlerde Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaptığı gözlem ve röportajları yer alıyor bu kitapta.
Bu kitabıyla Yaşar Kemal 1950'ler Türkiye'sine ışık tutuyor ve onun üstün gözlem yeteneğini her satırda görüyoruz. Kimi zaman bir kaçakçıyla birlikteyken kimi zaman bir kahvede kimi zamansa Ağrı Dağı'na tırmanırken görüyoruz onu. Doğudaki kendine özgü yaşamı, zorluğu, soğuğu, sefaleti, yaşam mücadelesini en açık haliyle görüyoruz. Diyarbakır, Gaziantep, Van, Ağrı... Birçok yere, birçok soruna dokunmuş. Yazmaktan çekinmemiş, gördüğü her şeyi yazmış.
Diğer kitapalarından çok farklı ama o Yaşar Kemal tadını burada da alıyorsunuz. Hayran olduğum bir yazar olduğu için tüm kitaplarını tamamlamayı düşünüyorum. Bu da onlardan biriydi. Ama bence kesinlikle okumalısınız. 1950'lerden bu yana bir şeyler değişmiş mi yoksa hala yerimizde mi sayıyoruz bir düşünmeliyiz.
"Dolaşın Türkiyeyi, nice yarım kalmış, nice faydasız işle karşılaşacaksınız. Eğer emekler böyle heder edilmemiş bulunsaydı, Türkiye böyle bir Türkiye daha olurdu."
Yazarlık kariyerinin yanında aynı zamanda röportajcı da olan #yaşarkemal 'den harika bir dörtlemenin ilk kitabını büyük bir zevkle okudum.
Şiirsel bir güzellikte acı gerçekleri anlatmış Yaşar Kemal bize. 1950'ler Türkiyesi... Gezdiği, gördüğü yerleri anlatmış ya insan okurken bu kadar da olmaz diyor. 50'li yıllarda Erzurum'da bir deprem oluyor ve köyler yerle bir olur. Ocağın o keskin soğuğunda insanlar çadırda yaşam mücadelesi veriyor. Yaşar Kemal bizzat kendisi o soğuğu iliklerine kadar hissediyor. 1 gece bile tahammül edemedim, bu insanlar günlerce nasil kalıyor diye düşünüyor. İnsanlar üşüdü, Yaşar Kemal üşüdü, ben üşüdüm. Bir çadırda 10 cocuk ve bir anne düşünün. Aklıma getirmek istemiyorum ya!
Bu kitabında Diyarbakır'dan başlayıp Ağrı ile biten serüvenini anlatmış. Ve Kırşehir'e de uğramış üstat. Ah ne de mutlu oldum ki o satırları okurken.
#parlakmeltemkitapligi