Hz. Nuh ve gemisine hangi açıdan baktınız daha önce? Bir dişi ve bir erkek olmak üzere her hayvandan alınan birer çift. Başka... Aşure. Başka.. Tufan... Başka.. Belki oğlu... Dur orada! Oğlu mu? Evet oğul ve belki pişmanlık. İşte şimdi yakaladın o açıyı. Pişmanlık. Geri dönüşü olmayan pişmanlık, el tutturmayan kibir. O da öyle yapmıştı. O işte. Adaya gelen o kız. Pişmanlıkları yazmak için gelmişti. Nuh Kaptan' ın ve oğlunun pişmanlıklarını. Sonunda pişmanlık onu başka şekilde buldu.
Peki kardeşle kardeşi karşı karşıya getiren o geceye ne demeli? Aynı evden çıkan iki kardeşe. Aynı aşı yiyen, aynı yerde sigara tellendiren, alt alta üst üste boğuşan kardeşlere? Orda da bir pişmanlık var değil mi? Bu seferki pişmanlığın "keşke!" cinsinden.
Bir babayı iki kez nasıl gömersin? Hiç düşündün mü bunu? Bir babayı aynı anda kaç kişinin içinde bulabilirsin?
Bombalar altında bir hastanede ne kadar dayanılabilir? Bir sabah veda edecekken savaşa kim ikna edebilir bir doktoru da gitmek yerine kalmayı tercih edebilir? Bunca ölüm arasında doğan bir miniğe söylenebilecek en iyi şey nedir? " Dayan ve Yaşa! " Ne güzel bir temenni.